Gündem
Sosyal ilişkilerde uzun süreli bağ kuramama nedenleri
Sosyal bir varlık olarak insanın çevresiyle iletişimini sürdürmesi gerekir. Bazen ilişkilerde bu sürdürülebilirlik pek mümkün olmamaktadır. Burada sadece evlilik ya da sevgililik gibi karşı cinsle olan ilişkiler düşünülmemelidir. Kişinin arkadaşlıkları, dostlukları, iş arkadaşlıkları da uzun soluklu değilse sosyal yaşamda zorlanabilir.
Sosyal ilişkilerin tümünde, güven duygusundan kaynaklanan geri çekilme, kişilerden uzak durarak incinmeyi en aza indirme gibi davranışlar sık olarak gözlemlenebilir. Her ilişkinin, her durumun kendi içinde bir dengesi vardır. Zorluklardan kaçmak, bazen güzellikleri de kaçırmak anlamına gelebilir. Peki, hangi davranışlar ilişkilerin samimiyetle ilerlemesine engeldir?
Kendini daha büyük görme
İlişkilerde çevreye daha üstünmüş gibi davranışlar sergilemek bir süre sonra kişilerin iletişiminin azalmasına sebep olur. Büyüklenme gibi tavırların altında birçok neden olabilir, en belirgin özelliklerden biri içsel yetersizliğin dışarıya fazla yansıması durumudur. İlişkilerde sürekli bir tarafın kendini ön planda tutması ilişkinin köklenememesine neden olur.
Kabul görmeyeceğini zannetmek
Kişinin kabul görmeyeceğini, sevilmeyeceğini, onaylanmayacağını düşünmesi arkadaş ve sosyal çevre edinmesini zorlaştırabilir. Her şeyde olduğu gibi, nasıl ki kendini üstün görmek negatife sebep oluyorsa kendini aşağıda, geride görmek de pozitif değildir. Kişi kabul görmeyeceğini düşündüğü ortamlardan uzaklaşır. Bu da onu yalnızlığa itebilir.
İlişki süresince hatasız olunmasını beklemek
Karşıdaki kişinin yanlış yapmamasını beklemek, ona hatalarını telafi etme şansı vermemek de ilişki sürecini olumsuz etkiler. Kişilerden kusursuz olmasını beklemek beyhudedir. Hiç kimse mükemmel değildir. Bu konuda sıklıkla söylenen sözü hatırlayalım: “Hatasız kul olmaz.” Hatasız, eksiksiz arkadaşlık arayan da arkadaşsız kalır.
Tek tip ilişki kurmayı istemek
İlişkileri çok fazla planla yönetmek mümkün değildir. Arkadaşlıkları belli çıkarlar üzerine kurmak, tek tip eğlenme ya da dertleşme üzerine oluşturmak da çok doğru sayılmaz. İlişkileri anda ve akışta yaşamak önemlidir. Yeri geldiğinde beraber üzülmek, beraber gülmek, beraber ağlamak kıymetlidir. İlişkinin çerçevesini sürekli kontrol altında tutmaya çalışmak hem yorucu hem de samimiyetten uzaktır.
İlişkide yüzeysel yaşamak
İlişki sırasında sürekli genel konulardan konuşmak, derinleşmemek bir süre sonra kişiyi yalnız hissettirir. Kendini açmamak, kendisi için önemli konulardan bahsetmemek kişinin ilişkiyi içselleştirmesine engel olur. Güçlü durmak adına sanki hiçbir problemi ya da gündemi yokmuş gibi davranmak hem gerçekçi değildir hem de ilişkilerde karşılıklı alınıp verilebilecek katkıyı azaltır. Yüzeysel kalan ilişkilerde, bir süre sonra ilişkiyi bitirme eğilimi görülür. Aynı durum sadece tek taraflı beslenme varsa yine ortaya çıkar. Örneğin; daima tek taraflı anlatılıp dertleşme sağlanıyorsa, diğer taraf rol olarak güçlü, sorunu yokmuş gibi davranıyorsa bir süre sonra bu durumdan sıkılacaktır.
Tutarsız olmak
Verilen sözleri yerine getirmemek, karşı tarafa bazen önemli bazen önemsizmiş gibi davranmak ve hissettirmek ilişkiyi yıpratacaktır. Sürekli aranmayı, ilgilenilmeyi beklemek; hiç ilgilenmemek ya da sürekli iletişimde olmak; bir yakın bir uzak davranmak ilişkiler için sürdürülebilir değildir.
Tüm insanlar farklıdır ve iletişim özellikleri farklı olabilir ancak sevgililik, evlilik, arkadaşlık, dostluk gibi sosyal ilişkiler karşılıklı emek ister. Bu özveri karşılıklı gösterildiğinde sevgi ve saygı tohumları kalbinizde büyür.
Tüm sosyal ilişkilerinizin derinlikle sürmesini dilerim.