/home/u735001514/domains/tersbakis.com/public_html/wp-content/themes/zox-news/parts/post-single.php on line 153
">
Warning: Undefined array key 0 in /home/u735001514/domains/tersbakis.com/public_html/wp-content/themes/zox-news/parts/post-single.php on line 153

Warning: Attempt to read property "cat_name" on null in /home/u735001514/domains/tersbakis.com/public_html/wp-content/themes/zox-news/parts/post-single.php on line 153

Kaç Ay Çalışırsanız Araba Sahibi Olabilirsiniz? Cevap Burada!

Son ÖTV zammıyla birlikte sıfır otomobil almak çok zorlaşırken vatandaşlar aylarca otomobilin vergisi için aylarca da otomobilin ücretini ödemek için çalışıyor. Türkiye’ye giriş fiyatı 123 bin TL olan bir otomobilin vergisini ödemek için 10 bin TL brüt ücret alan biri 14 ay, 5 bin TL brüt ücret alan biri 26,5 ay, asgari ücret alan biri 53 ay çalışıyor. 5 bin TL brüt ücret alan biri şimdiki maaşı ile yemeden içmeden başka bir kuruş harcamadan söz konusu sıfır otomobili 5 yıllık ücreti ile alabilir.

Son ÖTV artışı ile birlikte sıfır kilometre, 1.5 motorlu ve vergisiz fiyatı 123 bin 77 TL olan bir otomobilin fiyatı, vergiler eklendikten sonra 219 bin 500 TL’ye çıkıyor. Hal böyle olunca aynı otomobili hiç yemeden içmeden eline geçen net maaşı ile almaya çalışan üç vatandaşın durumuna bakalım istedik;

ASGARİ ÜCRETLİ

Bekar bir asgari ücretli vatandaş bu araca sahip olmak için yemeden içmeden ve başka bir kuruş bile harcamadan eline geçen net maaşını 94,5 ay (yaklaşık 8 yıl) biriktirmesi gerekiyor, bunun da 53 ayını araba için 41,5 ayında ise arabanın vergileri için çalışacak.

BRÜT 5.000 TL ÜCRETLİ

Söz konusu otomobili alabilmek için yine aylık 5.000 TL brüt ücret ile çalışan bir vatandaşın başka bir harcama yapmadan net maaşını 60 ay (5 yıl) biriktirmesi gerekiyor. Bu beş yılın 33,5 ayında otomobil için 26,5 ayında ise arabanın vergileri için çalışacak.

BRÜT 10 BİN TL ÜCRETLİ

Vergisiz fiyatı 123 bin 77 TL olan otomobil için aylık 10.000 TL brüt ücret ile çalışan bir vatandaş ise yine yemeden içmeden eline geçen net maaşını 32,5 ay (yaklaşık 3 yıl) biriktirmesi gerekiyor. Bunun da 18,2 ayında araba için 14,4 ayı ise arabanın vergileri için çalışacak.

Tabi tüm bu denklemler araba fiyatlarının ve ele geçen net ücretlerin aynı olduğu varsayımıyla oluşturuldu. Ayrıca hesaba o zamana kadar başka bir ÖTV artışının olmaması da katıldı.

Yani anlayacağınız sıfır otomobil almayı göze alan her vatandaş ödeyeceği vergilerle artık bir cesur yürek lakabını hak etmiş durumda!

Sozcu.com.tr’ye açıklamalarda bulunan Başkent Üniversitesi Öğretim Görevlisi Dr. Ozan Bingöl pandemide otomobil ihtiyacının vatandaş için bir zorunluluk olduğunu dile getiriyor. Bingöl, “Durum böyle olunca akla hemen şu soru geliyor; içerisinde bulunduğumuz şu zorlu süreçte otomobile olan talebin artmasının iki temel gerekçesi vardı. Birincisi insanlar çalışmak zorunda oldukları için en azından işe gidip gelmek ve diğer ulaşım ihtiyaçları için daha izole bir ulaşım tercihi nedeniyle bunu talep ettiler. Diğeri ise düşük faizli kredi musluğu açılarak bu talep teşvik edildi. Maalesef talebi artan her ürünün vergisinin de artıyor olması denkleminden yola çıkarak yaşadığımız ÖTV artışı hayata geçirildi. Daha doğrusu hazır talebi artan bir ürün varken hemen oradan hazineye gelir elde etme refleksi gösteren bir maliye yönetimi ile tanıştık şu son günlerde” diyor.

CARİ AÇIK HASSASİYETİ

Hükümetin cari açığı otomobil satışları ile kapatmak istediğini anlatan Bingöl, “Aslında yapılan düzenleme daha çok yerli üretim düşük fiyatlı araçlarda düşük ÖTV uygulamasının kapsamını genişletirken, özellikle ithal edilen lüks ve yüksek silindir hacmine sahip araçlarda ÖTV oranını artırmaktadır. Bu şekildeki düzenleme, tüketici tercihlerinin yerli üretim araçlara yönlendirilmesi, ithal araç talebinin kısılması amacını gütmektedir. Bu yönü ile düzenlemede cari açık kaygılarının önemli bir rol oynadığını söylemek mümkündür” ifadesini kullandı.

Cari açık konusunda gösterilen hassasiyetin yüz binlerce dolara alınan makam araçları için de gösterilmesi gerektiğini söyleyen Bingöl, “Cari açık konusunda bu kadar hassas olan üst düzey yönetici ve bürokratların yüz binlerce dolar veya euro karşılığı alınan makam araçları konusunda da aynı hassasiyeti göstermelerini halk olarak bekliyoruz” diye konuştu.

Başkent Üniversitesi Öğretim Görevlisi Dr. Ozan Bingöl

Bingöl sözlerini şöyle noktaladı:

Hatta aynı hassasiyeti otomobil geçiş garantisi verilen köprü ve yollar için, arabada radyo var diye ödediğimiz TRT bandrol ücreti için, bugün musluktan petrol aksa bile satılan her bir litre benzinden 2,97 TL, motorinden 2,41 TL ödediğimiz vergiler için ve en önemlisi de, pandemi döneminde ayakta kalan otomotiv sektöründeki ÖTV artışı kaynaklı talep daralması, otomotiv ve otomotiv yan sanayiinde istihdam kaybının doğuracağı olumsuz sonuçlar için de bekliyoruz

About Post Author

See author's posts

Ekonomi

Binlerce emeklinin aylıkları kesilebilir: SGK işlemlere başladı

Sahte sigortalılık tespit edilen emeklilere resmi tebligatlar ulaştırılmaya başlandı. Kesilen maaşlar faiziyle geri isteniyor, ödemeyenler için hapis cezası ihtimali var.

AYLIK KESİNTİLERİ AĞUSTOS’TA BAŞLADI

Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK), 2025 yılının ilk aylarında başlattığı geniş çaplı denetimlerin ilk aşamasını tamamladı. Sahte sigortalılık ve geçmişe dönük prim usulsüzlüklerine odaklanan incelemeler sonucunda, binlerce emeklinin maaşı iptal edildi.

Ağustos ayı itibarıyla, maaşı kesilen emeklilere resmi tebligatlar gönderilmeye başlandı. Gönderilen yazılarda, kesinti gerekçeleri ve varsa itiraz süreci hakkında bilgilere yer veriliyor.

EMEKLİ MAAŞLARI FAİZİYLE GERİ İSTENİYOR

SGK mevzuatına göre, usulsüzlük tespit edilen vatandaşlardan sadece maaşları değil, bugüne kadar alınan tüm ödemeler de yasal faiziyle birlikte geri talep edilecek. Bu kapsamda milyonlarca liralık geri ödeme işlemi gündemde.

GERİ ÖDEMEYENE HAPİS CEZASI GÜNDEMDE

SGK kaynakları, geri ödeme yükümlülüklerini yerine getirmeyen emekliler hakkında hukuki sürecin başlatılacağını ve bu kişilerin hapis cezasıyla karşı karşıya kalabileceğini ifade ediyor.

Henüz denetim süreci tamamlanmayan ya da usulsüzlük tespit edilmeyen emeklilere herhangi bir yazı gönderilmeyecek. Ancak daha önce savunması alınan bazı kişilere, maaş kesintisi sonrası tebligatlar ulaştırılmış durumda.

DENETİMLER DEVAM EDECEK

SGK’nın yürüttüğü denetimlerin önümüzdeki aylarda da süreceği bildirildi. Emeklilerin, kendilerine ulaşan resmi yazıları dikkatle incelemeleri ve itiraz haklarını süresi içinde kullanmaları büyük önem taşıyor.

Kaynak: SGK Açıklamaları
Bağlantı: https://www.sgk.gov.tr

About Post Author

Editöryal Ekip

See author's posts

Antalya Haberleri

Antalya’da denize girenler hastaneye koşuyor

Akdeniz sahillerinde denize giren vatandaşlar ciltte yanma, kaşıntı ve kızarıklık şikayetleriyle hastanelere başvuruyor. Uzmanlar, artan deniz suyu sıcaklığının zararlı mikroorganizmaların çoğalmasına yol açtığını belirtiyor.

SU SICAKLIĞI 31 DERECEYİ GÖRDÜ

Antalya başta olmak üzere Akdeniz kıyılarında sıcak hava dalgası etkisini sürdürüyor. Kentte hava sıcaklığı 45 dereceye, deniz suyu sıcaklığı ise 31 dereceye kadar yükseldi. Bu olağan dışı sıcaklıklar, deniz ekosisteminde dengesizliğe neden olarak zararlı mikroorganizmaların hızla çoğalmasına yol açtı.

VATANDAŞLAR HASTANELERE BAŞVURDU

Ekol TV muhabiri Hafize Korkmaz’ın aktardığına göre, Antalya’da denize giren birçok vatandaş ciltte yanma, kaşıntı ve kızarıklık gibi şikayetlerle sağlık kuruluşlarına başvurdu. Özellikle çocuklar ve hassas cilt yapısına sahip bireylerde bu belirtiler daha yoğun yaşanıyor. Bir vatandaş, “Denize girdikten sonra vücudumda yanma ve kaşıntı başladı. Sırtımda ve kollarımda sivilceye benzer kızarıklıklar çıktı,” dedi.

ŞAMANDIRA İPLERİ TEHLİKE SAÇIYOR

Şikayetlerin büyük kısmının şamandıra iplerine temas eden kişilerde yoğunlaştığı belirtiliyor. Bu iplerin üzerinde çoğalan mikroorganizmaların ciltte tahrişe neden olduğu bildiriliyor.

UZMANDAN KRİTİK UYARI

Akdeniz Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Gökoğlu, artan sıcaklıkların deniz suyunun kimyasal dengesini bozduğunu vurguladı. Gökoğlu, “Özellikle denizde uzun süredir bulunan eski şamandıra ipleri ve mantar bariyerler zararlı mikroorganizmalarla kaplanıyor. Ciltle temas ettiğinde ise elektrik çarpmasına benzer yanma hissi oluşturabiliyor,” dedi.

UZMANLARDAN ÖNERİLER

Uzmanlar, denize girmeden önce gözlem yapılması ve mümkünse koruyucu giysi kullanılması gerektiğini belirtiyor. Ayrıca, belirtiler görüldüğünde vakit kaybetmeden bir sağlık kuruluşuna başvurulması tavsiye ediliyor.

Kaynak: Ekol TV – Hafize Korkmaz