Connect with us

/home/u735001514/domains/tersbakis.com/public_html/wp-content/themes/zox-news/parts/post-single.php on line 153
">
Warning: Undefined array key 0 in /home/u735001514/domains/tersbakis.com/public_html/wp-content/themes/zox-news/parts/post-single.php on line 153

Warning: Attempt to read property "cat_name" on null in /home/u735001514/domains/tersbakis.com/public_html/wp-content/themes/zox-news/parts/post-single.php on line 153

MUCİZEVİ TAŞLAR VE ASALAR

Musa Peygamber’in Sihirli Asası Bu ifadelere sadece efsanelerde değil, kutsal kitaplarda da rastlamaktayız.


Buna en güzel örneklerden biri Musa Peygamber’in asasıyla gerçekleştirdiği mucizevi olaylardır.


Bu olaylar Kur’an-ı Kerim’in çeşitli Surelerindeki ayetlerde ayrıntılarıyla dile getirilmiştir. Mısır’da bir Osiris Rahibi olarak eğitilen Musa Peygamber’in bu asayı da, yine Mısır’daki mabetlerden edindiği tahmin edilmektedir.

Kur’an-ı Kerim’de konunun başlangıcı, Firavun’un Musa Peygamber’e söylediği şu sözlerle başlar: Firavun Musa’ya: “Biz seni çocukken yanımıza alıp büyütmedik mi? Sonunda yapacağını da yaptın. Sen nankör birisin” dedi. Firavun: “Alemler’in Rabbin de nedir?” dedi.

Musa: Kesin olarak inanacaksınız, bilin ki O göklerin, yerin ve ikisinin arasında bulunanların Rabbidir” dedi. Yanında bulunanlara: “İşitmiyor musunuz?” dedi. O sizin de Rabbiniz, önce geçmiş atalarınızın da Rabbidir” dedi, Firavun çevresindekilere: “Size gönderilen peygamberiniz şüphesiz delidir” dedi.

Musa: “Eğer akledebilen kimselerseniz bilin ki O, Doğu’nun, Batı’nın ve ikisinin arasında bulunanların Rabbidir” dedi. Firavun: “Benden başkasını Tanrı edinirsen, and olsun ki seni zindanlık ederim” dedi.

Musa: “Sana apaçık bir şey getirmiş isem de mi?” dedi. Firavun: “Doğru sözlülerden isen haydi getir” dedi. Bunun üzerine Musa değneğini attı, besbelli bir yılan oluverdi. (Şuarâ Suresi: 26/18,19,23-32) Surenin devam eden ayetlerinde Firavun’un bu olaydan etkilendiği anlaşılıyor.

Advertisement

Bunun üzerine Firavun çevresindeki ileri gelenlere, ülkedeki tüm sihirle uğraşan bilgilenlerin en önde gelenlerinin toplanıp getirilmesi için emir verir. Bundan sonrasını yine Sure’nin devam eden ayetlerinden takip edelim: Sihirbazlar belirli bir günün bildirilen vaktinde toplandılar. “Sihirbazlar üstün gelirlerse biz de onlara uyarız” dediler.

Sihirbazlar geldiklerinde, Firavun’a “Biz üstün gelirsek, şüphesiz bize bir ücret vardır değil mi?” dediler. Firavun: “Evet, o takdirde siz gözde kimselerden olacaksınız” dedi. Musa onlara: “Ne alacaksanız atın” dedi. Onlar da iplerini ve değneklerini attılar ve: “Firavun hakkı için, şüphesiz, biz üstün geleceğiz” dediler.

Bunun üzerine Musa değneğini attı; onların uydurduklarını yutmaya başlayıverdi. (Şuarâ Suresi: 26/38-45) Mısır’da o dönemler majik uygulamaların son derece yaygın olduğunu hatırlatmakta yarar görüyorum…
Ayetlerde sihirle uğraşan alimlerden kastedilen Mısırlı majisyenlerdir… Surenin devamında Musa’nın majik güçleriyle başedemeyen majisyenlerin (sihirbazlann) yenilgiyi kabul ettiklerini ancak Firavun’un buna çok kızdığını görüyoruz.

Firavun’un yanından ayrılan Musa Peygamber çevresindekilerle birlikte Mısır’dan ayrılarak Kızıldeniz’e doğru yola çıkar. Firavun da adamlarını yanına alarak onları yakalamak için peşlerine düşer: Firavun ve adamları güneş üzerlerine doğarken onların ardına düştüler, iki topluluk birbirini gördüğünde, Musa’nın adamları: “işte yakalandık” dediler.

Musa: “Hayır, Rabbim benimle beraberdir, bana elbette yol gösterecektir” dedi. Bunun üzerine Biz Musa’ya “Değneğinle denize vur” diye vahyettik. Hemen deniz deniz ikiye ayrildi, her parçasi yüce bir dağ gibiydi. İşte oraya geridekileri de yaklaştırdık. Musa ve beraberinde bulunanların hepsini kurtardık. Öbürlerini suda boğduk. Bunda şüphesiz ders vardır ama çoğu inanmamıştır.

(Şuarâ Suresi: 26/60-67) Şuara Suresi’nden aktardığımız bu ayetlerin hemen hemen aynıları Araf Suresi’nin 103-139 Ayetleri’nde de bulunmaktadır. Aynı konunun hemen hemen aynı cümlelerle uzun uzun ayetlerle iki defa tekrar edilmiş olması da, üstünde ayrıca düşünülmesi gereken bir durumdur. Musa Peygamber’in asasıyla gerçekleştirdiği bir diğer mucizevi olay da, yine Kur’an-ı Kerim’in Bakara Suresi’nin 60. Ayeti’nin başlangıcında şöyle ifade edilmiştir:

“Musa milleti için su aramıştı, “Asanla taşa vur” dedik; ondan oniki pınar fışkırdı herkes içeceği yeri bildi.” Bu anlatılanlardan yola çıkan bazı araştırmacılar, bu asaların belirli bir dalgaboyu üreten araçlar olabileceğini ileri sürmüşlerdir. Bu iddia ilk kez 1947 yılında Walter Owen tarafından dile getirilmişti. Owen’a göre bu sihirli çubuklarla belirli bir dalgaboyunda önceden belirlenmiş bir vibrasyonel ses tonu oluşturulabiliyordu.

Advertisement

Sesin ezoterik kullanımı hakkında ise şunları söylüyordu: Ses, herkesin düşünemeyeceği türden imkânlar taşıyan bir güçtür. Ve bu gücün kullanımı, eski dönem ermişlerinin bildikleri, fakat günümüzün emekleyen biliminin yitirdiği veya karşısına geçip dudak büktüğü çok eskiye ait bir bilimdir. Evrenin çerçevesi ve dokusu ses gücü sayesinden ayakla durmakladır . Ve yine ses gücü sayesinde çözülerek yok olabilir…

Mısırlı rahipler bu bilime sahiptiler. Maht-Heru denilen Güç Sözcükleri (büyük enerjileri bünyelerinde barındıran özel sözcük ya da sözcük kalıpları) Insiyelere ölüler aleminin kapısını açıyordu. “Kral Odası”na açılan “On Odada yer alan ve temelin oturması sonucunda günümüzde sıkışıp kalmış ve artık hareket edemez bir hale gelen Granit Blok vardır.
Bir zamanlar bu granit blok Başrahibin söylediği sözler sayesinde kaldırılıyor veya indiriliyordu… Bloğun adayı un ufak etmemesini sadece anahtar sözcüklerin gücü önlüyordu…

Eski Babil dönemine ait kayıtlarda sesin taş blokları kaldırmak için kullanıldığnıa ilişkin ifadelere rastlanır. Prof. Francois, “Kaide Büyücülüğü” isimli eserinde bu konuya değinerek; “Şurası muhakkak ki, eski çağlarda rahipler majik asalar vasıtasıyla fırtınalar çıkartıyor ve bin kişinin kaldıramayacağı taşları mabet inşa etmek amacıyla havalandırabiliyorlardı” demektedir..

Sonik tekniklerin kullanılmış olabileceği bugün bilim adamları arasında ciddi bir şekilde tartışılmaktadır. Piramidolog William Kingsland Mısır mabetlerinin yapımı hakkında daha ilginç açıklamalarda bulunmuştur: Piramitler inşa edilirken, dev taş blokların taş ocaklarından getirilişi sırasında uzun mesafeler aşılılıyordu. Taşlar uygun sembollerin yazılı olduğu papirüslerin üzerine: yerleştirilir, arkasından taşlara bir asa ile vurulurdu.

Bunun üzerintî taş bloklar bir ok atımlık mesafe boyunca havada hareket etmeye; başlarlardı . Bu şekilde taşınan taşlar, en sonunda piramilerin inşa edildiği yere kadar götürülürlerdi.


Ünlü fizikçi Albert Einstein da bu konuya ilişkin bir gözlemini şöyle açıklamıştır: Bizim bilemediğimiz bazı sırlara eskilerin sahip olduklarını kabul etmek zorundayız. 600 Tonluk bazı taş blokların üst yüzeylerinin dışa doğru kubbeleşmiş olması dikkati çekiyor. Bu ancak muazzam bir çekim veya emme kuvveti ile meydana çıkabilecek bir fenomendir. Buraya kadar aktardığmız çeşitli kaynaklardan da rahatlıkla anlaşılabileceği gibi, piramitlerin yapılışında bilinen metotların dışında farklı bir yöntem izlenmiştir. Bu kayıtlardan anladığımız bir diğer gerçek de, bu yöntemin Tufan Öncesi Kültüre ait olduğudur.

UNUTULAN GİZLİ BİLGİLER…

Advertisement

Konuyu anlaşılır hâle getirebilmek için tarihin çok daha eski dönemlerine doğru uzanmamız gerekmektedir. Konuyu açalım: Atlantis’teki bazı merkezlerde bulunan kristaller, kozmik enerjileri toplama ve dağıtım işlemlerinde etkin bir şekilde kullanılıyordu. Dev bir yansıtıcı gibi işlev gören bu merkezlerde büyük enerjiler odaklandırılıyor ve yansıtılıyordu. Dev yansıtıcılarda kullanılan bu kristallere, Edgar Cayce, medyonısal yollarla aldığı bilgilerde “Ateş Taşı” ismini vermiştir. Atlantis’teki bu enerji merkezleri, ilk başta “göksel -ruhsal irtibat” için kullanılmaktaydı.

Bu “Enerji. Merkezleri” nde aynı zamanda psişik olarak insanlar yenilenmekte ve fiziksel olarak da bedenlerini rejenere edebilmekteydiler. Böylelikle yaşlanmanın da etkisini en aza indirebilmekteydiler. “Kristal Enerji Merkezleri” olarak isimlendirilen ancak niteliği tam olarak bilinmeyen bu ünitelerden, Atlantisliler daha sonraları enerji yayan bir kaynak yaptılar ve bunu geliştirerek ulaşım, iletişim ve yaşamın çeşitli alanlarında bu üniteleri kullandılar.

Hatta doğa olaylarına bile, bu enerjilerle müdahalede bulunabilmekteydiler. Atlantis’te bu kristallere “Tuaoi Taşı?” ismi verilmekteydi. Ezoterik kaynaklarda “Kristal Enerji Merkezleri” ve “Ateş Taşı” olarak geçen bu yerlerde kullanılan maddenin tam olarak özelliği bilinmiyor. Gerçekten bir kristal midir yoksa günümüzde bilinmeyen başka bir maddesel yapı mıdır?… Buna net bir cevap halen getirilememiştir.


Edgar Cayce’nin medyamsal irtibat teknikleriyle elde ettiği dokümanlar arasında bu konuyla ilgili oldukça ayrıntılı bilgiler vardır. Bir fikir vermesi için hiç değilse birkaç tanesini sıralayalım: Doğa güçlerinin, böyle ışınları ve etkinlikleri bir merkezde toplayan kristaller içinde biriktirilmesiyle, gemileri yalnız deniz üslünde değil, havada da sevk ve idare etmeye başladılar. Ayrıca insan sesinin ve vücüdunun bir yerden bir yere naklini sağladılar.

Ateş Taşı” bugünkü deyişye (1943) amyantı andıran bir maddeyle yalıtılmış olan bir binanın merkezindeydi. Binanın taşın yukarısında kalan kısmı oval biçimindeydi. Belli açılarda kendi ekseni üzerinde hareket edebilen bu kubbe hem doğa enerjisini hem de kozmik enerjileri “Ateş Taşı”na aktarmaktaydı . Sonsuz enerjinin konsantrasyonu için hareket edebilen bir kubbeydi .

Bu kubbe uzayda sevk edilen gemilere direkt enerji uygulamasında araya hiçbir engel girmemesi yani gemilerin hep görüş alanı içinde kalması için. raylar üzerinde yer değiştirebilecek tarzda inşa edilmiş bir kubbeydi . Taşıtların sevki, bugün radyo titreşimleri sayesinde uygulanan uzaktan kumanda yöntemini andıran indükleme yöntemiyle yapılıyordu. Yani taşıtlar, enerji istasyonunun merkezine yerleştirilmiş bir taşın ışınlarının geniye konsantre edilmesi yoluyla sevk edilmekteydiler.

Taşın hazırlanması devrin inisiyelerine düşerdi. ” Taş ışınlarının uygulanmasıyla yanan bir tür ateş sayesinde insanların vücutları şifa buluyor, hatta mucizevi bir gençleşme meydana geliyordu. Boylece beden sık sık gençleşiyordu. Psişik güçler üzerinde de bu enerjilerin büyük bir etkisi vardı . Doğa enerjilerine de etki edebilmekteydiler demiştik. Edgar Cayce’nin aktardıklarından arada bazı hataların da yapılmış olduğunu anlıyoruz.
Bunlar kazara, yani yanlışlıkla çok yüksek frekanslara ayarlanınca, ikinci deprem döneminin başlamasına yol açtı. Atlantis’in son döneminde ellerindeki bu imkanları negatif alanda kullananların çıktığı ve böylelikle doğanın dengesinin bozulduğu birçok ezoterik kaynak tarafından dile getirilmiştir. Bu imkanları negatif alanda kullananları ezoterik kaynaklar “Belial’in Oğullan” olarak nitelerler.

Advertisement

Edgar Cayce ise bunlara “Şeytan ” anlamına gelen “Satan Oğulları ” ismini vermiştir: Bu meırkezleıin “Satan Oğullan” tarafından kullanılması volkanik püskürme ve depremlere yol açtı . ‘Satan Oğulları’ sözkonusu enerjileri yıkıcı güçlere dönüştürmüşlerdi.

Böylece yeraltında, yerin derinliklerinde büyük patlamalara yol açtılar . Doğanın güçlü enerji deposundan gelen büyük volkanik patlamalar ve depremler sonucu kıta önce beş adaya bölündü. Edgar Cayce bir zamanlar Atlantis’te kullanılan bu enerji merkezleriyle ilgili bilgilerin halihazırda üç yerde bulunduğunu ve gelecekte bunların ortaya çıkacağını ileri sürmektedir.


Ateş Taşı’nın yapımına ilişkin dokümanlar hali hazırda üç yerde mevcuttur 1- Atlantis’in Poseidia bölgesinin günümüzde su üstünde kalmış bulunan Bimini Adası yakınında.
2- Mısır’da
3- Meksika’da Antik Mısır Uygarhğı’nda karşımıza çıkan bu konunun bir benzeri de, hatırlayacağı gibi, Orta Asya Eski Türk Yaşamı’nın içinde de yer almaktaydı…

About Post Author

Advertisement
Click to comment

Warning: Undefined variable $user_ID in /home/u735001514/domains/tersbakis.com/public_html/wp-content/themes/zox-news/comments.php on line 49

You must be logged in to post a comment Login

Leave a Reply


Warning: Undefined array key 0 in /home/u735001514/domains/tersbakis.com/public_html/wp-content/themes/zox-news/parts/post-single.php on line 493

Warning: Attempt to read property "cat_ID" on null in /home/u735001514/domains/tersbakis.com/public_html/wp-content/themes/zox-news/parts/post-single.php on line 493

Gündem

‘Eşlerine ve çocuklarına t*cav*z edip beyinlerine sıkın’ Canlı yayında AK Partililere korkunç tehdit

Zafer Partili olduğu iddia edilen bir TikTok kullanıcısı, canlı yayında şoke eden ifadeler kullandı. Sosyal medyada hızla yayılan görüntüler, büyük tepki topladı.

CANLI YAYINDA ŞOK EDEN SÖZLER

TikTok platformunda yapılan bir canlı yayında, kullanıcı adı ezelfiliz.33 olan şahsın kullandığı ifadeler, sosyal medyada infiale yol açtı. Kendini Zafer Partili olarak tanıtan bu kişi, Erdoğan’a oy veren kesime yönelik son derece ağır ve tehdit içeren sözler sarf etti.

ŞİDDET İÇEREN AĞIR TEHDİTLER

Canlı yayında sarf edilen ifadeler arasında, cinsel şiddet ve öldürme çağrısı da yer aldı. Bahsi geçen kullanıcı, “Yüzde 52’lik kesime…” diyerek başlayan sözleriyle, etik ve hukuki sınırların ötesine geçti. Tepki çeken bu sözler kamuoyunun geniş kesimlerinde nefret suçusavcılık tarafından derhal soruşturmaya alınması</strong gerektiğini savundu.

SOSYAL MEDYADA TEPKİ YAĞDI

Söz konusu yayının kesitleri kısa sürede X (eski adıyla Twitter), Instagram ve TikTok gibi platformlarda hızla yayıldı. Binlerce kişi, bu şahsın kullandığı ifadelerin kabul edilemez olduğunu belirterek, yetkililere çağrıda bulundu.

PARTİDEN VE YETKİLİLERDEN AÇIKLAMA BEKLENİYOR

Kullanıcının gerçekten Zafer Partisiyargı sürecinin başlatılmasını ve siyasi mercilerin tavır almasını bekliyor.

BU TÜR PAYLAŞIMLAR SUÇ TEŞKİL EDİYOR

Uzman hukukçular, bu tür söylemlerin Türk Ceza Kanunu’na göre nefret suçu ve halkı kin ve düşmanlığa tahrik kapsamında değerlendirilebileceğini belirtiyor. Sosyal medya platformlarının da bu içerikleri yayından kaldırması ve şahıs hakkında işlem başlatması çağrısında bulunuluyor.

Advertisement

About Post Author

Continue Reading

Gündem

Son Dakika! İstanbul açıklarında deprem

Marmara Denizi Silivri açıklarında gerçekleşen deprem İstanbul ve çevre illerde hissedildi

DEPREMİN AYRINTILARI

Son dakika deprem haberi geldi. Marmara Denizi‘nde 3,5 büyüklüğünde deprem meydana geldi. Deprem, saat 13.36’da Silivri açıklarında gerçekleşti. İstanbul’un yanı sıra Tekirdağ ve çevre illerde de hissedilen deprem, bölge sakinlerinde kısa süreli panik yarattı.

AFAD VE EMSC’DEN AÇIKLAMALAR

Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD), depremin büyüklüğünü 3,5 olarak duyurdu. Depremin merkez üssü ise Marmara Denizi’nde, Silivri’nin yaklaşık 24,65 kilometre açığında yer alıyor. Avrupa Akdeniz Sismoloji Merkezi (EMSC) ise depremin büyüklüğünü 3,8 olarak açıkladı.

SON GELİŞMELER VE DEPREMİN ETKİLERİ

Şu ana kadar depremle ilgili herhangi bir hasar veya can kaybı bildirisi ulaşmadı. Bölge halkının tedbirli olması ve gelişmelerin AFAD tarafından takip edilmesi önem taşıyor.

Kaynak: AFAD

About Post Author

Continue Reading

Ekonomi

Adalet Bakanlığı 3.500 Personel Alacak: İnfaz Koruma Memuru Başvuruları Başladı

Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü, 3.500 sözleşmeli personel alımı yapacak. Başvurular 15 Ağustos 2025’e kadar sürecek.

ALIM YAPILACAK KADROLAR AÇIKLANDI

Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü, sözleşmeli pozisyonlarda istihdam edilmek üzere toplam 3.500 personel alımı yapacağını duyurdu. Alım yapılacak kadrolar şöyle sıralandı:

  • 3.172 infaz ve koruma memuru
  • 91 hemşire
  • 52 teknisyen
  • 100 destek personeli (şoför)
  • 29 destek personeli (aşçı)
  • 2 destek personeli (kaloriferci)
  • 30 destek personeli (hasta bakıcı)
  • 24 destek personeli (hizmetli)

BAŞVURU ŞARTLARI NELER?

Personel alımına başvurmak isteyen adayların taşıması gereken genel başvuru şartları şöyle:

  • Türk vatandaşı olmak
  • Adli sicil kaydı temiz olmak
  • Askerlikle ilişiği bulunmamak
  • Güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması olumlu sonuçlanmak
  • Sağlık yönünden görev yapmaya engeli bulunmamak
  • KPSS 2024’te en az 70 puan almış olmak (P3, P93, P94)
  • İnfaz ve koruma memurları için 30 yaşını doldurmamış olmak (01.01.1994 ve sonrası doğumlu)

BAŞVURULAR NE ZAMANA KADAR SÜRECEK?

Başvurular 15 Ağustos 2025 tarihine kadar yapılabilecek. Adayların başvurularını, ilan metninde belirtilen usul ve esaslara uygun olarak gerçekleştirmeleri gerekiyor.

İSTİHDAM MEVZUATI NEYE GÖRE BELİRLENDİ?

Alımlar, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 4/B maddesi, 2802 sayılı Hakimler ve Savcılar Kanunu, 2 Nolu Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi, ve Adalet Bakanlığı Memur Sınav, Atama ve Nakil Yönetmeliği çerçevesinde yapılacak.

EN ÇOK HANGİ KADROYA ALIM YAPILACAK?

En fazla alım yapılacak kadro, infaz ve koruma memuru pozisyonu olacak. Toplam 3.500 kişilik kontenjanın 3.172’si bu pozisyona ayrıldı. Bu da iş arayanlar için önemli bir fırsat olarak öne çıkıyor.

About Post Author

Continue Reading

Kaçırmayın

Gündem2 ay ago

‘Eşlerine ve çocuklarına t*cav*z edip beyinlerine sıkın’ Canlı yayında AK Partililere korkunç tehdit

Zafer Partili olduğu iddia edilen bir TikTok kullanıcısı, canlı yayında şoke eden ifadeler kullandı. Sosyal medyada hızla yayılan görüntüler, büyük...

Gündem2 ay ago

Son Dakika! İstanbul açıklarında deprem

Marmara Denizi Silivri açıklarında gerçekleşen deprem İstanbul ve çevre illerde hissedildi DEPREMİN AYRINTILARI Son dakika deprem haberi geldi. Marmara Denizi‘nde...

Gündem2 ay ago

Fatih Altaylı davasında flaş gelişme: İşte istenen ceza

Fatih Altaylı’nın İlk Duruşma Tarihi Belli Oldu: 5 Yıl ve Üzeri Hapis İsteniyor Gazeteci Fatih Altaylı hakkında “Cumhurbaşkanını tehdit” suçlamasıyla...

Gündem2 ay ago

Manavgat’ta şüpheli ölüm: Sedat Peker davasının gizli tanığı ölü bulundu

İsmail Kocalar isimli gizli tanık, Manavgat’ta göl kenarındaki kulübede ölü bulundu. Kocalar daha önce, ifadelerinin baskı altında alındığını açıklamıştı. GİZLİ...

Antalya Haberleri2 ay ago

Antalya’da denize girenler hastaneye koşuyor

Akdeniz sahillerinde denize giren vatandaşlar ciltte yanma, kaşıntı ve kızarıklık şikayetleriyle hastanelere başvuruyor. Uzmanlar, artan deniz suyu sıcaklığının zararlı mikroorganizmaların...

Gündem8 ay ago

Kadın garsonun yüzüne tabakla vurdu

Londra’daki Nando’s restoranında meydana gelen bir olay, sosyal medyada geniş yankı uyandırdı. Bir ailenin akşam yemeği için gittiği restoranda, erkek...

Gündem8 ay ago

Son Dakika! Ekrem İmamoğlu’na yeni soruşturma

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun düzenlediği "Heybedeki Turp" konulu basın toplantısının ardından başlatılan soruşturma, kamuoyunda büyük yankı uyandırdı. Özellikle...

Gündem8 ay ago

Yüksel Güran ve Salim Güran arasında ilişki var mı? Gerekçeli kararda net olarak açıklandı

Diyarbakır'da 8 yaşındaki Narin Güran'ın öldürülmesine ilişkin davada, 4 sanığa verilen 3 ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasının gerekçeli kararı açıklandı. 950...

Gündem8 ay ago

Bolu yangınında yapılan en acı telefon görüşmesi ortaya çıktı

Bolu Kartalkaya’da çıkan otel yangını, Türkiye’yi yasa boğdu. Yangında 79 vatandaşımız hayatını kaybetti. Felaketin ardından geriye gözyaşı dolu aileler ve...

Trend Haberler