Dünyanın bir çok seri katili var. Türkiye’nin seri katillerini tanıyor musunuz
Atalay Filiz’in işlediği cinayetler, kaçak olduğu süreç ve yakalanması, “seri katil” meselesini yeniden gündeme getirdi. Her ne kadar krimonologlar ve uzman emniyet mensupları Atalay Filiz’in “seri katil” olarak anılamayacağını belirtse de bu medyada “seri katil” denilmesine engel olmadı. Türkiye’de kriminologların seri katil olarak adlandırdığı türde cinayetleri işleyen suçlular da oldu. Cinayet tarzları ve gerekçeleriyle, işledikleri cinayetlerle tüyler ürperttiler. Bir tür kriminal magazin olmanın ötesinde, onların hikayesi Türkiye’de bu tip suç ve suçlularla başa çıkma konusundaki eksiklikleri de ortaya koyuyor. Örneğin akli dengesi bozuk olan pek çoğunun, cezai ehliyeti olmadığı için konuldukları, “yüksek güvenlikli” hastanelerden kaçarak yeniden cinayetler işledikleri görülüyor. Korkunç cinayetler işleyen bu sanıkların bir kısmının da şartlı salıverme yasasıyla yani afla serbest bırakıldığı ve cinayetlerine devam ettikleri örnekler de yaşandı. Ayrıca bazı seri katiller de cezasının bir kısmını çektikten sonra yarı açık cezaevlerine nakledildi. İşte Türkiye’deki seri katiller ve işledikleri korkunç cinayetler…

1- Antep Canavarı Abdullah Dayı (Abdullah Palaz)
Türkiye’nin bilinen ilk seri katili namı diğer “Antep Canavarı Abdullah Dayı” idi. Abdullah Palaz, kimine göre, “şehir eşkıyası”, kimine göre “memleketin namus bekçisi”ydi. 43 kişiyi öldürdüğü için 38 ayri cezaevinde 48 yıl hapis yattı. 24 cinayetten ise beraat ettiği söyleniyor. Abdullah Palaz’ın bir dönem Nazım Hikmet ile de hapishanede aynı koğuşta kaldığı belirtiliyor. Hakkında yazılan hatıralarda anlatılana göre, Nazım Hikmet ile aynı koğuşa verilmesi karşılığında cezaevi müdürüne, onu öldürmeyeceğini söylüyor. İddiaya göre, Nazım Hikmet o cezaevinde kaldığı sürece, müdüre ilişmeyen Palaz, Nazım’ın bir başka cezaevine naklinden sonra müdürü de öldürmüş.
2. Bebek Yüzlü Katil (Ali Kaya)
Ali Kaya 1997’de amcası Celal Kaya’yı öldürdü. 5 yıl hapis yattı. Cezaevinden çıktığında annesine tecavüz eden Zeynel Abidin Gümüş’ü öldürdü. Bu cinayet sonrası akli dengesi bozuk raporu alarak akıl hastanesine kaldırıldı. 1999’da kapalı yerde duramaz raporu aldı ve bu nedenle hastaneden çıkarıldı. Bundan sonra Alanya’da 5 kişiyi daha bıçaklayarak öldürdü. Cinayetlerin tümünü Alanya’da işledi. “Bebek Yüzlü Katil” olarak anılmaya başladı. Son cinayetinden sonra kişilik bozukluğu teşhisiyle tekrar akıl hastanesine yatırıldı. Hastanede, yine benzer suçlarla oraya atılmış olan Ayhan Kartal’ı bıçaklayarak öldürdü. Son cinayetinden sonra Şanlıurfa yarı açık cezaevi’ne kaldırıldı. Bir yıl sonra buradan firar eden Kaya, 2004 yılında Alanya’da yakalandı.
Elektrik Kurumu’nda hat işçiliği yaparken 31 bin 500 volt elektrik akımına kapılıp ağır yaralanan Aktaş, bu olaydan sonra Antalya’da Nuri Keskin adındaki Başkomiseri öldürdü ve tutuklandı. Manisa Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesi’nde 4.5 yıl tedavi gördü. Taburcu olduktan sonra Denizli’nin Bozkurt İlçesi’ndeki Çambaşı Köyü’ne döndü. 1994’te dört komşusunu boğarak öldürdü, gözlerine ve kafalarına çivi çaktı. İfadesinde “Çivi görünce dayanamıyorum, insanların kafalarına çakmak istiyorum” dedi. Kamuoyunda “Çivici Katil” olarak anılmaya başlanan Aktaş, konulduğu Manisa Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesine konuldu, buradan kaçtı ancak yakalandı. Aktaş, 2008’de de koğuş arkadaşı Ömer Yılmaz’ı, başına taşla vurup hastanelik etti
4. Artvin Canavarı (Adnan Çolak)
Adnan Çolak 1992-1995 yılları arasında Artvin ve ilçelerinde 11 kişiyi öldürdü. Çolak’ın kurbanları yaşları 68-95 arasında değişen kişilerdi. Çolak öldürdüğü 6 kadına da tecavüz etti. Saldırı sırasında kullandığı silah nedeniyle “Baltalı katil” ve “Artvin Canavarı” olarak anılmaya başladı. Yaralı kurtulan kurbanlardan biri sayesinde yakalandı. Yargılandığı davada cinayetlerini, “Yaşlı insanları öldürüyorsam da bunlar zaten zamanlarını doldurmuşlar. Onlar bizim yerimize fazladan yaşıyorlar. Belki de bizim kısmetimizi yiyorlar. Hem kendimi tatmin ediyordum, hem de onları öldürerek toplumu rahatlatıyordum” dedi. Adnan Çolak 5 yıllık yargılama sonunda 112 yıl ağır hapis cezasına çarptırdı ancak kamuoyunda “Rahşan Affı” olarak bilinen Şartlı Salıverme düzenlemesiyle 28 Mayıs 2005’te serbest bırakıldı.
5- İnsan Avcısı (Hamdi Kayapınar)
Hamdi Kayapınar Mart 1998-Şubat 2001 yılları arasında Kayseri’de 7 kişiyi öldürdü. İlk öldürdüğü kişi 14 yaşındaki kardeşiydi. Kayapınar, 4 kişiyi de öldürmeye teşebbüs etti. Kayapınar yakalandığında poliste verdiği ifadesinde, cezaevinden çıktıktan sonra ailesi ve toplum tarafından dışlandığını ve insanlara karşı kin beslediğini anlatarak, öldürdüğü kişileri “av”, gasp ettiği para ve eşyaları ise “av ganimeti” olarak gördüğünü söyledi ve kendini “Avcı” diye tanımladı. Yargılandığı davada seri katil Seyit Ahmet Demirci ile girdiği iddia üzerine insan öldürmeye başladığını da iddia etti ve DGM’deki ifadesinde “Bu iddiayı kazandım” dedi. 2002’de müebbet hapis cezasına çarptırılan Kayapınar, daha sonra infaz yasalarından yararlandırılarak son Ankara Yarı Açık Cezaevi’ne aktarıldı.
6. Mobilyacı Katil (Seyit Ahmet Demirci)
Seyit Ahmet Demirci Mayıs-Temmuz 1998 tarihleri arasında İstanbul’da üç mobilyacıyı dükkanlarının bodrumkatında kafalarına kurşun sıkarak öldürdü. Demirci’nin kurbanları mobilyacılardı. Esenler ve Bağcılar’da hiç tanımadığı mobilyacıları rastgele seçerek öldürmüştü. Daha sonra bunun nedeninin çocukluğunda yaşlı bir mobilyacının, dükkanının bodrum katında tecavüzüne uğraması olduğu ortaya çıktı. Aynı kişi, Demirci’nin bir çocukluk arkadaşına da aynı şekilde tecavüz etmiş ve Demirci buna da tanık olmuştu. Yakalanmasaydı cinayetlerini tecavüze uğradığı yaşa (11) tamamlayacağı ortaya çıktı. Yargılamasında “Şuursuzca öldürdüğünü” söyledi, akli dengesinin yerinde olmadığı savunması yaptı ancak üç kez idama mahkum oldu.
7. Tornavidali Katil (Yavuz Yapıcıoğlu)
Yavuz Yapıcıoğlu, Türkiye kriminoloji tarihinin en tehlikeli, en çok cinayet işleyen sanığı. Polis kayıtlarına göre 18 kişiyi öldürdü. Ancak 43 cinayetin sanığı olduğu ileri sürüldü. İstanbul ve Ankara’da cinayetler işledi. Cinayetleri işleme biçimi nedeniyle, “Tornavidalı Katil” olarak anıldı. Kendisine “günaydın” diyen bir kızı, nişanlısını ve 3 arkadaşını, sonra da kaçarken durdurduğu bir aracın şoförünü öldürdü. Durmadı cinayetlerine devam etti. Abisinin dükkanını yaktı, anneannesini öldürdü. Ankara Otogarında simit parası istediği bir kişinin de canına kıydı. Bu cinayeti gören bir kişiyi de katletti. Öldürdüğü kişiler arasında ısmarladığı dondurmayı yemeyi reddeden Belçikalı bir kadın turist de vardı. Bir lisenin önünde tartışan kız öğrenciyle hademeye saldırdı, hademeyi öldürdü. 1993’te iki üniversite öğrencisine tecavüz etti ve öldürdü. Bu iki cinayeti onun işlediği kanıtlanamadı. Yakalandığında “cezai ehliyeti” olmadığı için konulduğu akıl hastanesinde “Ben İsa’yım” iddiasında bulundu, bir hastabakıcıya ve bazı hastalara saldırdı, hastanede yangın çıkardı. 2002’de Çorlu’da bir spor tesisinin üç bekçisini öldürdü, sonra da sığındığı camide imamı ve orada bulunanları ağır yaraladı. Yargılandığı davada “bir katil, bir canavar” değil, “Atatürk” olduğunu iddia etti. Seri cinayetleri işlemeden önce bir tarikata girdiği ileri sürüldü. Pek çok akıl sağlığı raporu bulunan ve bu nedenle hep cezaevi yerine hastaneye giden Yapıcıoğlu için mahkemece oluşturulan bir kurul tarafından “akıl sağlığı yerinde” raporu verildi ve bu şekilde cezai ehliyet kazanması sonucu hapse konuldu. Halen cezaevinde…
8. Kasımpaşa Canavarı
1976’da Kasımpaşa’da liseli Handan Otak bıçaklanarak öldürüldü. Peşi sıra yine Kasımpaşa’da bir inşaatın gece bekçisi Hasan Kaya da kafası demir çubukla parçalanarak katledildi. Dolapdere’deki bir atölyede işçi olarak çalışan Veli Özel de benzer bir cinayete kurban gitti. Bir süre sonra da Piyalepaşa’da lastiğini değiştirmekle uğraşan taksi şoförü Zekeriya Galip, bir kişinin demir çubukla saldırısında ölümden son anda kurtuldu. Ancak onun tanıklığına rağmen katil bulunamadı. Dönemin gazete manşetlerini kaplayan cinayetler serisinde meçhul katil “Kasımpaşa Canavarı” olarak anıldı. Katil hiçbir zaman bulunamadı. Ancak “Kasımpaşa Canavarı” ününü uzun süre korudu ve kitaplara, filmlere ilham verdi.
9. Kolici Katil (Orhan Aksoy)
5 kişiyi naylon iple boğarak öldüren, cesetlerini de kolilere yerleştirip değişik yerlere atan Orhan Aksoy, bu nedenle kamuoyunda “Kolici Katil” olarak tanındı. Cinayetlerin öncesinde de birçok hapse girip çıkan Aksoy, Romanya’da yaşarken 17 Ağustos depreminin ardından onları bırakarak geldiği Türkiye’de cinayetlerine başlamıştı. Aksoy’un ilk kurbanları ise birlikte kaldığı ev arkadaşlarıydı. Yargılandığı duruşmalarda olay çıkaran, hakime kolundaki saati fırlatan “Kolici Katil”, 2004’te 5 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldı.
10 Ankara Yamyamı (Özgür Dengiz)
İlk kez 17 yaşındayken bir arkadaşını öldürerek cinayet işleyen 1980 doğumlu Özgür Dengiz, 14 yıl hapis yattı ve afla salıverildi. Askere alınan ve birkaç kez firar ettikten sonra çürük raporu verilerek evine gönderilen Dengiz, Ankara’da iki kişiyi öldürdü. Yargılandığı davada, öldürdüğü kişilerin etlerini keserek yediğini anlattı. Bu yüzden kamuoyunda “Ankara Yamyamı” olarak anılmaya başladı. Basında Hannibal Lecter’a benzetildi. Özgür Dengiz iki kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldı.
About Post Author

Biyografi
Sinan Ateş kimdir? Neden suikast edildi?
Ankara’da suikasta kurban giden Eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı Sinan Ateş’in ablası Selma Ateş, saldırıya uğradı. Bu olayın ardından Sinan Ateş’in kim olduğu ve cinayetin arka planı yeniden gündeme geldi.
Sinan Ateş Kimdir?
1984 yılında Balıkesir’in Dursunbey ilçesinde doğan Sinan Ateş, ilkokul, ortaokul ve lise eğitimini Bursa’da tamamladı. Gazi Üniversitesi Sosyal Bilgiler Öğretmenliği bölümünden mezun olduktan sonra, aynı üniversitenin Eğitim Bilimleri Enstitüsü’nde yüksek lisans yaptı. Akademik kariyerine Hacettepe Üniversitesi’nde devam eden Ateş, burada doktorasını tamamladı ve öğretim görevlisi olarak çalıştı.
Siyasi kimliğiyle de tanınan Ateş, milliyetçi çizgide faaliyet gösterdi ve Ülkü Ocakları’nda çeşitli görevler üstlendi. 2019 yılında Ülkü Ocakları Genel Başkanı olarak atandı ve bu görevi süresince dikkat çeken açıklamalarıyla adından söz ettirdi.
Sinan Ateş Suikastı ve Davası
Sinan Ateş, 30 Aralık 2022’de Ankara’nın Çankaya ilçesinde, bir yakını ve öğrencisiyle birlikte bulunduğu sırada silahlı saldırıya uğradı. Eray Özyağcı tarafından gerçekleştirilen saldırıda Ateş, aldığı beş kurşun darbesiyle hayatını kaybetti.
Cinayetin ardından başlatılan soruşturma kapsamında birçok kişi gözaltına alındı. Bugün mahkemeden çıkan karara göre, beş sanığa ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verildi. Bunun yanı sıra iki kişi 15 yıl, iki kişi ise 18 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Cinayet Büro Amiri Ensar Aykal’ın tutukluluk halinin devamına karar verilirken, iki kişi ise beraat etti.
Cinayetin Perde Arkası: Sinan Ateş Neden Öldürüldü?
Suikastın arkasındaki nedenler hâlâ kesin olarak bilinmiyor. Olayla ilgili farklı iddialar ortaya atılıyor. Kimileri Ateş’in FETÖ ile bağlantılı olduğunu ve bu nedenle hedef alındığını savunurken, bazıları ise siyasi çizgisindeki değişimin suikasta yol açtığını düşünüyor. Özellikle İYİ Parti ile yakınlaşmasının belirli çevrelerde rahatsızlık yarattığı iddiaları gündemdeki yerini koruyor.
Sinan Ateş cinayeti ve davası, Türk siyasetinde yankı uyandırmaya devam ederken, ablasına yönelik saldırı olayın yeniden gündeme gelmesine neden oldu.

About Post Author
Ekonomi
Emeklilerin yeni aylıkları nihayet açıklandı

Temmuz ayına yaklaşırken milyonlarca emekli, maaşlarına yapılacak zam oranını merakla bekliyor. Sosyal Güvenlik Uzmanı Özgür Erdursun’un enflasyon verilerine dayanarak yaptığı değerlendirme, emeklilerin alım gücüyle ilgili önemli ipuçları verdi. Erdursun, Temmuz ayında emekli maaşlarına yapılması beklenen zam oranını açıklarken, enflasyonun maaş artışları üzerindeki etkisine de dikkat çekti.
ENFLASYON VE MAAŞ ARTIŞI ARASINDAKİ FARK
Sosyal Güvenlik Uzmanı Özgür Erdursun, TÜİK tarafından açıklanan yüzde 5,03’lük Ocak ayı enflasyonunu baz alarak, 6 aylık enflasyon oranının yüzde 13-15 aralığında gerçekleşeceğini tahmin etti. Bu öngörü, Temmuz ayında emekli maaşlarına yapılacak zam oranının da bu seviyelerde olabileceğine işaret ediyor. Ancak bu oran, enflasyonun emekliler üzerindeki etkisini tamamen karşılamayabilir.
Ekonomik dalgalanmalar ve enflasyon oranlarının yüksek seyretmesi, emeklilerin yaşam standartlarını koruma konusundaki endişelerini artırıyor. Uzmanlar, emekli maaşlarına yapılacak zammın, alım gücünü yükseltmesi gerektiğini vurguluyor.
ÇALIŞANLAR VE EMEKLİLER ENFLASYON KARŞISINDA ZORLANIYOR
Açıklanan enflasyon rakamları, yalnızca emeklileri değil, çalışan kesimi de doğrudan etkiliyor. Memurlar ve asgari ücretle çalışan milyonlarca kişi, enflasyon nedeniyle maaşlarının değer kaybettiğini gözlemliyor. Yüksek enflasyon oranı, maaş artışlarının yeterli olup olmadığı konusunu gündeme taşıyor.
ASGARİ ÜCRETTEKİ ARTIŞ ENFLASYON KARŞISINDA ERİYOR
Asgari ücretin 22.104 TL olarak belirlenmesi, çalışanlar için kısa vadeli bir rahatlama sağlasa da enflasyon, bu artışın etkisini kısa sürede azalttı. Özgür Erdursun’un değerlendirmesine göre, enflasyon nedeniyle asgari ücret, çalışanların eline geçmeden 1.119 TL değer kaybederek 20.992 TL seviyesine geriledi. Bu durum, maaş zamlarının enflasyon karşısında yeterli olup olmadığı konusundaki tartışmaları güçlendiriyor.
UZMANLAR NE DİYOR?
Sosyal Güvenlik Uzmanı Özgür Erdursun, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada ekonomik tabloya dikkat çekti. Erdursun, “Enflasyon, maaş zamlarının etkisini azaltıyor ve çalışanların alım gücü düşmeye devam ediyor” ifadelerini kullanarak, enflasyonun ekonomik etkilerini vurguladı.
TEMMUZ AYINDA EMEKLİ MAAŞLARI NE KADAR ARTACAK?
Emekli maaşlarına yapılacak zam oranı merakla beklenirken, uzmanlar enflasyon verilerinin belirleyici olacağını ifade ediyor. Temmuz ayında yapılacak zam oranı ile emeklilerin yaşam standartlarının korunup korunamayacağı sorusu gündemdeki yerini koruyor.
Hükümetin ve ekonomi yönetiminin bu süreçte nasıl bir adım atacağı, emekliler ve çalışanlar için büyük önem taşıyor. Önümüzdeki günlerde açıklanacak resmi veriler, maaş zamlarının netleşmesi açısından kritik rol oynayacak.
About Post Author
Ekonomi
Fiat Egea rekabette çıtayı yükseltti: Ayda 12.500 liraya sıfır araba

Fiat, otomobil tutkunlarına yönelik yeni bir kampanyayla gündemde! Egea Sedan modeli için başlatılan faizsiz kredi kampanyası, 2025 Ocak ayından itibaren geçerli olacak. Bu kampanya sayesinde, Egea Sedan Easy 1.4 Fire 95 HP GSR modelini faizsiz taksitlerle satın almak mümkün. İşte detaylar!
FIAT EGEA SEDAN: UYGUN FİYATLARLA SIFIR ARAÇ KEYFİ
Fiat’ın yeni kampanyası, özellikle uygun fiyatlarla sıfır kilometre bir otomobil sahibi olmak isteyenler için büyük bir fırsat sunuyor. Ayda sadece 12.500 TL taksitle ve faizsiz kredi imkanıyla Egea Sedan’ı satın alabilirsiniz. Ancak bu kampanya, yalnızca belirli bir model ve versiyon için geçerli. Egea Sedan Easy 1.4 Fire 95 HP GSR modeli, hem ekonomik hem de şık tasarımıyla dikkat çekiyor.
DÖRT FARKLI DONANIM SEÇENEĞİYLE EGEA SEDAN
Fiat Egea Sedan, farklı ihtiyaçlara ve bütçelere uygun dört donanım seviyesiyle sunuluyor. Easy, Urban, Lounge ve Limited olmak üzere dört farklı paket seçeneği bulunan Egea Sedan, her kesimden müşteriye hitap ediyor. Her donanım seviyesi, farklı özellikler ve teknolojik ayrıcalıklar sunuyor. Örneğin, Lounge ve Limited paketlerinde daha üst düzey konfor ve teknoloji özellikleri yer alıyor.
KAMPANYA DETAYLARI: FAİZSİZ KREDİ İMKANI VE SINIRLILIKLAR
Fiat’ın 2025 Ocak kampanyası, hem faizli hem de faizsiz ödeme seçenekleri sunuyor. Faizsiz kredi imkanı, yalnızca Egea Sedan Easy 1.4 Fire 95 HP GSR modeli için geçerli ve 3 Şubat 2025 tarihine kadar devam edecek. Ancak kampanyalı fiyat, metalik boya ve ekstra donanımları kapsamıyor. Bu nedenle, ekstra özellikler isteyen müşterilerin bu detayları göz önünde bulundurması gerekiyor.
KREDİ BAŞVURUSU İÇİN DİKKAT EDİLMESİ GEREKENLER
Faizsiz kredi kullanmak isteyenlerin, kredi koşullarının Fiat ve Koç Fiat Kredi tarafından onaylanması gerekiyor. Ayrıca, kampanyalı araçlar sınırlı sayıda olduğu için hızlı hareket etmek önem taşıyor. Fiat bayileriyle iletişime geçerek kampanya detayları hakkında bilgi alabilir ve kredi başvurusu sürecini başlatabilirsiniz.
FIAT EGEA SEDAN’IN ÖNE ÇIKAN ÖZELLİKLERİ
Fiat Egea Sedan, hem tasarımı hem de performansıyla dikkat çeken bir model. 1.4 Fire 95 HP motor seçeneğiyle hem ekonomik hem de çevre dostu bir sürüş deneyimi sunuyor. Ayrıca, geniş bagaj hacmi ve konforlu iç mekanıyla uzun yolculuklar için ideal bir seçenek. Özellikle aileler ve şehir içi kullanıcılar için pratik bir tercih olan Egea Sedan, güvenlik özellikleriyle de öne çıkıyor.
KAMPANYAYI KAÇIRMAYIN: SINIRLI SAYIDA ARAÇ MEVCUT!
Fiat’ın bu özel kampanyası, sınırlı sayıda araç için geçerli. Bu nedenle, Egea Sedan Easy 1.4 Fire 95 HP GSR modeline sahip olmak isteyenlerin hızlı davranması gerekiyor. Ayda 12.500 TL taksitle ve faizsiz kredi imkanıyla sıfır kilometre bir otomobil sahibi olmak için Fiat bayileriyle iletişime geçebilirsiniz.
SONUÇ: FIAT EGEA SEDAN İLE HEM EKONOMİK HEM ŞIK BİR SEÇİM
Fiat Egea Sedan, hem uygun fiyatı hem de sunduğu özelliklerle otomobil severler için cazip bir seçenek. Özellikle faizsiz kredi kampanyası sayesinde, bütçe dostu bir şekilde sıfır kilometre bir otomobile sahip olmak mümkün. Egea Sedan’ın farklı donanım seçenekleri ve geniş özellik yelpazesi, her kesimden müşteriye hitap ediyor. Kampanyayı kaçırmamak için Fiat bayileriyle iletişime geçerek detaylı bilgi alabilirsiniz.
About Post Author
-
Gündem5 gün ago
Kadın garsonun yüzüne tabakla vurdu
-
Ekonomi5 gün ago
Kira artış oranları belli oldu: Şubat ayında kira zamları ne kadar olacak?
-
Ekonomi4 gün ago
1991-1998- 2001- 2008 arası çalışanların emeklilik tablosu hesaplandı
-
Ekonomi2 gün ago
Hurda araç teşvikinde yeni gelişme
-
Ekonomi2 gün ago
Emeklilerin yeni aylıkları nihayet açıklandı
-
Ekonomi2 gün ago
Engelli ve yaşlı maaşları hesaplara yatırıldı
-
Ekonomi2 gün ago
Arsa almak mı yoksa ev almak mı mantıklı? Uzmanları net açıkladı
-
Ekonomi2 gün ago
Bankada parası olanları üzecek haber
You must be logged in to post a comment Login