Connect with us

/home/u735001514/domains/tersbakis.com/public_html/wp-content/themes/zox-news/parts/post-single.php on line 153
">
Warning: Undefined array key 0 in /home/u735001514/domains/tersbakis.com/public_html/wp-content/themes/zox-news/parts/post-single.php on line 153

Warning: Attempt to read property "cat_name" on null in /home/u735001514/domains/tersbakis.com/public_html/wp-content/themes/zox-news/parts/post-single.php on line 153

Muhalefetten Dolar Çıkışı!

Altın, dolar ve euroda yaşanan yükseliş endişe ile takip edilirken muhalefetten de hükümete sert eleştiriler geldi. CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, ekonomide derinleşen kriz, döviz ve altında ortaya çıkan ani yükselişin temel sebebini, AKP hükümetinin ne içeride, ne dışarıda kimseye güven veremez durumda olmasına bağladı. CHP’li Erdoğan Toprak ise “Bu sürdürülemez bir tablo ve bu şekilde kurlardaki yükseliş durdurulamaz. Rezervleri eriterek, sürekli döviz satarak sorun çözülemez. Akılcı, güven veren, acil dış kaynak akışını sağlayacak önlemler gerekli” dedi. İYİ Parti Ekonomi Politikaları Başkanı Cihan Paçacı ise, ekonomideki çöküşün temel sebebinin, Türkiye’deki yönetim sistemi değişikliği olduğunu belirterek, artık palyatif yöntemlerle ekonominin kurtarılmasının mümkün olmadığını ve acilen sistem değişikliğine gidilmesi gerektiğini vurguladı. CHP’nin ekonomist isimlerinden İzmir Milletvekili Selin Sayek Böke de bugün dövizde yaşananların tek günlük bir kriz olmadığını, Türk ekonomisindeki büyük krizin bir parçası olduğunu söyledi.

Dolar, euro ve altındaki yükselişe ilişkin ne düşünüyorsunuz?

Bu beklenen bir gelişmeydi. Bir yıl önce ‘söz dinlemiyor’ diye Merkez Bankası Başkanını görevden aldılar. Yeni başkana emirle faiz indirttiler. İhtiyat akçesine el koyup Merkez Bankası’nın kasasını boşalttılar.

Bağımsızlığını, itibarını, dünyada saygınlığını ve güvenilirliğini yok ettiler. Şu anda TL faizi enflasyon karşısında eksi 4 puan negatif. O yüzden herkes TL’den kaçıyor.

Göz göre göre parasının erimesini istemiyor. Dünyada dolar değer kaybediyor, Euro karşısında değeri düşüyor ama doların karşısında değer kazandığı tek para TL!

Doları baskılamak için bir yıldır Merkez Bankası ve kamu bankalarının rezervlerini satıyorlar. Yılbaşından bu yana 60 milyar dolar sattılar. Kamu bankalarının döviz açığı 10 milyar doları aştı. Merkez Bankası’nın rezervi kalmadığını eksiye düştüğünü dünyada sağır sultan bile biliyor.

Üstüne salgının getirdiği ekonomik daralma bindi. Dövizin ateşinin mutlaka düşürülmesi lâzım ama bu emirle, bankaları yatırımcıları tehditle, cezayla olmaz. İktidara güven yok. Ekonomi uygulamalarına güven yok.

Zaten ortada bir ekonomi yönetimi, doğru düzgün bir ekonomi politikası, programı yok. Sadece olumlu bir veri açıklandığında tweet atan, sorunlara yönelik sorulara link gönderen dünyadan habersiz bir ekonomi bakanı var.

Advertisement

Ülke ekonomisini dünyada en kırılgan hale getirdiler. Türkiye’nin risk puanı 600’ü aştı. 2018’deki Rahip Brunson krizinde dolar fırlayınca konkordatolar patlamıştı.

Çünkü özel sektörün 300 milyar dolara yakın döviz borcu var. Kurlar dizginlenemezse bu döviz borçları çevrilemez, ödenemez. İflaslar, konkordatolar, şirket batışları fırtınaya dönüşür. Kamu bankaları 10 milyar doları aşan döviz açıklarıyla baş edemez.

İktidara ve ekonomi politikalarına güven kalmadığı için dış kaynak girişi durdu. Yabancı yatırımcı gelmiyor. Mevcut olan da elindekini satıp Türkiye’den çıkıyor.

Bu sürdürülemez bir tablo ve bu şekilde kurlardaki yükseliş durdurulamaz. Rezervleri eriterek, sürekli döviz satarak sorun çözülemez. Akılcı, güven veren, acil dış kaynak akışını sağlayacak önlemler gerekli.

Peş peşe faiz indirimleri yapıldı, bundan sonraki süreç nasıl gelişir?

İktidarın önündeki seçenekler belli. Önce içeriye ve dışarıya güven verecek adımlar atılmalı. Kimse yarın ne olacağını nasıl bir kararname çıkacağını bilmiyor. Her sabah ülke ekonomisi belirsizliğe uyanıyor.

Acil atılacak adımlardan bir tanesi Brunson krizinde olduğu gibi Merkez Bankası’nın yüklü bir faiz artışına giderek TL’yi değerli kılması, yerli-yabancı yatırımcı için TL’yi cazip hale getirmesi gerek. Küresel sermaye cazip bir faizle TL’ye yeniden yatırıma başlar.

Advertisement

Ancak buradaki handikap, korona nedeniyle zaten durgun haldeki ekonominin yüksek faizin altından nasıl kalkacağı. İktidarın derin açmaz noktası burada. Hatırlayın Brunson krizinde bir gecede faiz yüzde 24’e yükseltilerek kur ancak frenlenebildi.

Acil faiz artışı ilk adım olabilir ama Cumhurbaşkanı buna izin verir mi? Böyle bir adım Cumhurbaşkanının kendi söylediklerini (faiz düşünce enflasyon da düşecek) inkâr etmesi demek. Faiz yüzde 8,25 resmi enflasyon yüzde 11,76! Gerçek enflasyon bunun iki katı.

Banka faizi brüt yüzde 8-9. Bu halde TL’den kaçış durur mu? Hayır. İkincisi acilen yüklü tutarda en az 50-60 milyar dolarlık bir nakit, taze dış kaynak bulunması. Bu tutarda bir kaynağın bulunabileceği iki adres var ya IMF ya da ABD Merkez Bankasıyla swap anlaşması.

İktidar IMF’ye gidemez. Giderse hem siyaseten söylediklerini inkâr etmiş olur hem de IMF ile yapılacak anlaşmayla ekonomi yönetimini böyle başıbozuk sürdüremez.

Dilediği gibi harcama yapamaz, kafasına göre ihale açamaz, yasaları değiştiremez. O nedenle, IMF seçeneği iyice duvara toslamadan iktidarın tercihi olmayacaktır. ABD Merkez Bankasıyla swap müzakerelerinden ise iktidar aylardır sonuç alamıyor.

ABD S-400’lerin yanı sıra, Doğu Akdeniz’de, Kıbrıs’ta, Ege’de, Suriye’de daha çok taviz istiyor. İktidar bu tavizleri vermezse ABD de swap yapmaz, para vermez. Brunson krizinde ‘Türkiye’nin ekonomisini çökertirim’ diye tehdit eden Trump, iktidara istediğini yaptırdı ve Rahibi özel uçakla cezaevinden aldırdı.

Şimdi de daha fazlasını istiyor. Bu sıkışık tabloyu, iktidarın çaresizliğini ve beceriksizliğini görenler art arda Türkiye’ye yaptırım tehdidi savuruyor. ABD, Yunanistan, Fransa, AB… Katar’la swaptan gelen 15 milyar dolar karşılığı Katar riyali yaraya merhem olmaz.

Advertisement

Çünkü Katar parası uluslararası piyasalarda konvertibil değil. O zaman geriye tek seçenek kalıyor; yabancı dış kaynak girişini canlandırıp, hızlandırmak, yabancı yatırım sermayesini, portföy yatırımcısını Türkiye’ye çekmek, kaçışı durdurmak.

Bunun için de iktidarın içeride şu sıraladığım radikal yön ve politika değişikliğine gitmesi gerekiyor: Hukuk devleti, bağımsız yargı, özgürlükleri güvence altına alan güven veren demokratikleşme adımları atmak.

Hukuksuzlukları, baskıları, keyfi gözaltı, tutuklama, mahkûmiyetleri sonlandırmak. Düşünceye, ifadeye, internete, sosyal medyaya yasaklara dur deyip, baroları bölüp parçalamaya, kadına yönelik şiddete, polis devleti uygulamalarına, mahallede bekçi hegemonyasına, belediyelere kayyum atamalarına son verecek kapsamlı bir demokratikleşme açılımını ilan etmek.

Dışarıda da herkesle kavga, komşularla gerilim, sürekli savaş-saldırı-tehdit söylemi yerine, diyalog, müzakere, diplomasi yaklaşımını öne çıkartan bir dış politikaya yönelmek.

Devletin memuru Diyanet İşleri Başkanının eline kılıç verip, insanlara korku salmaktan, bu ülkenin kurucu liderlerine, değerlerine lanet ve beddua okutturmaktan vazgeçmek…

Ekonomik tablo her geçen gün ağırlaşıyor? Ne yapılmalı?

Bu iktidarın bu sorunları çözebilecek gücü, kabiliyeti, politikası ve programı yok. Bugüne kadar 6 önlem paketi açıkladılar hepsi çöktü. Bu konudaki çözüm önerilerimizi, acil yapılacaklar listemizi daha önce de açıkladık, ekonominin kötüye gittiği yönündeki uyarılarımızı çok önceden de yaptık.

Advertisement

İktidar kulak asmadı. Şimdi yine dış güçler senaryosuna, komplo tezlerine sarılacaklar. Asıl sorun, yönetemeyen ve sorunların farkında olmayan bir tek adam yönetimi. Adı var kendisi yok bir ekonomi yönetimi.

Geçen yıl görevden aldığı MASAK başkanını bir yıl sonra yine görevden alan, bir yıl önce bu kişiyi görevden aldığından bihaber olan bir yönetimle yönetiliyoruz.

Biz daha Mayıs ayında ülkenin bir ekonomik krizin de ötesinde ‘Buhran’a doğru gittiğini tespit ederek 16 maddelik çözüm önlemlerimizi, hangi alanlarda acil yapısal reformlara gidilmesi gerektiğini duyurduk.

Kamu ihale yasasından, döviz garantili Kamu-Özel Projelerine, yeni bütçeden, Ekonomik Sosyal Konsey’in acil toplanarak ortak akılla çözüm üretilmesine, vergi politikaları, yargı politikaları, bürokraside liyakate ve kurumsal özerkliğe varana kadar tüm çözümleri ortaya koyduk. Türkiye’nin buhrandan çıkışının formülü, reçetesi, anahtarı budur.

ÖZTRAK’TAN ÇARPICI İFADELER

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, ekonomide derinleşen kriz, döviz ve altında ortaya çıkan ani yükselişin temel sebebini, AKP hükümetinin ne içeride, ne dışarıda kimseye güven veremez durumda olmasına bağladı.

Öztrak, ekonomide yaşanan çöküşü çözebilecek en hızlı çözümün, “hükümetin derhal istifa etmesi olduğunu” vurguladı.

Advertisement

Öztrak, Sözcü’ye yaptığı açıklamada, ekonominin geldiği noktayı futbol sahası benzetmesiyle açıkladı.

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak

“AK Parti yönetimi ekonomiyi doksan metrelik sahayı 10 metreye indirerek yönetmeye çalışıyordu. Sahada sadece kendi takım oyuncuları vardı” ifadesini kullanan Öztrak, “Böyle bir durumda, bu oyunun devam edemeyeceği artık görülmüştür. Bu kadar kasarsanız, hem de bu kadar müdahale ederseniz ortaya çıkacak olan tablo budur.

Bu yandan AKP’nin Genel Başkanı’nın kerameti kendinden menkul faiz/ enflasyon/ kur teorileri, bir yandan damat ve danışmanların Londra piyasası üzerinden kuru yönetmeye çalışma çabaları… Sonucun maliyetini hep birlikte görüyoruz. Yönetememenin maliyetini şu anda görüyoruz” dedi.

“DERHAL İSTİFA ETMELİLER”

Ekonominin “sürdürülebilir olanı yapmak” olduğunu kaydeden Öztrak, “Şu anda durum sürdürülebilir olmaktan çıkmıştır” dedi.

İş bu noktaya gelmeden önce hükümetin ‘güven veren bir programı süratle devreye sokması gerektiğini, atacağı adımları bir takvimle birlikte açıklayıp, bunları hızlıca atması gerektiğini’ ancak bunların hiçbirinin yapılamadığını vurgulayan Öztrak, şöyle konuştu;

“Geldiğimiz noktada böyle bir program için bile geç kalınmıştır. Eğer siz gerçekten ülkenin temel sorunlarını çözecek önlemleri devreye sokamıyorsanız, işi günlük bir takım önlemlerle götürmeye çalışırsanız, bu işin sonu böyle olur. Ne içeride, ne de dışarıda bu hükümete herhangi bir güven kalmamıştır. Hükümetin ekonomik krizi çözmek için atabileceği en hızlı adım derhal istifa etmektir. Başka türlü güven veremezler.”

İYİ PARTİLİ PAÇACI: 4 SEBEBİ VAR

İYİ Parti Ekonomi Politikaları Başkanı Cihan Paçacı, ekonomideki çöküşün temel sebebinin, Türkiye’deki yönetim sistemi değişikliği olduğunu belirterek, artık palyatif yöntemlerle ekonominin kurtarılmasının mümkün olmadığını, acilen sistem değişikliğine gidilmesi gerektiğini vurguladı.

Advertisement

Paçacı, Sözcü’ye yaptığı açıklamada ekonomideki ani çöküşü dört nedene bağladı;

1-Yönetimde 2018 yılında yapılan sistem değişikliği ile demokrasi ve yargıdaki aşınma dünyada Türkiye’ye karşı olan güveni azalttı.
2-Güven azalışıyla birlikte ekonomi yönetiminde liyakata dayalı atamalardan vazgeçildi.
3-Ekonomi ile ilgisi zayıf olan yöneticilerin müdahalesi ve yanlış ekonomik kararlar sonucu Türkiye 2018’den bu yana ciddi bir krizin içine girdi.
4-Tüm bunlar olurken, bir de israf sürekli arttı.

İYİ Parti Ekonomi Politikaları Başkanı Cihan Paçacı

“EKONOMİ KURULUŞLARI SİYASİ AMAÇLAR İÇİN KULLANILIR OLDU”

Paçacı, Türkiye’de parlamenter sistemin sona erdirilip, Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçişle birlikte, Merkez Bankası, BDDK, TÜİK gibi bir takım kuruluşların siyasi amaçlar için kullanılmaya başlandığına dikkat çekerek, şöyle konuştu;

“Sonuçta şeffaflık kayboldu, ki ekonomide çok önemlidir. Açıklanan veri ve rakamlar gerçeği yansıtmayan ve güven duyulmayan bir noktaya geldi. Diğer taraftan israf da sürekli artmaya başladı. Enflasyonun sebebinin faiz olduğu gibi son derece yanlış bir anlayışla faiz oranları, kısa sürede ciddi şekilde, talimatlı, piyasa şartlarına uygun olmayan tarzda aşağı çekildi. Sonuçta 8.25’lik politika faizine karşı Merkez Bankası 8.9 enflasyon hedefi açıkladı. bu yaptıkları icraatinin kendi eliyle çürütülmesidir.

Eğer mevduat faizi ortalama yüzde 6’lara düşerse, politika faizi yüzde 8.25 olursa, gerçek enflasyon ise açıklananın çok üzerinde olursa, tasarruflar dolar olarak altın ve dövize gider. Neticede dolarizasyon doğdu, vatandaş emniyetli bir liman olarak gördüğü dövize yöneldi. Döviz mevduat hesabı 200 Milyar doları aştı.”

“FAİZ DÜŞÜRDÜLER, REZERVLER EKSİYE DÜŞTÜ”

Hükümetin, zaten yanlış uygulanan politikalar nedeniyle oluşan kur artışını önlemek için Merkez Bankası ve kamu bankaları eliyle sürekli döviz satışına gittiğini, bunun da rezervleri erittiğini vurgulayan Cihan Paçacı, “Merkez Bankası ve kamu bankalarının bugün döviz rezervleri eksidedir. Böyle bir durumda elinizde döviz kurunu tutmak için ancak faiz mekanizmasını kullanmanız gerekir. Ancak faizi Sayın Cumhurbaşkanı’nın talimatıyla düşürdükleri için yeniden yükseltemiyorlar. Dolayısıyla kuru dengeleyecek bir mekanizma ellerinde kalmadı. Rezerv de olmadığı için bundan sonra kur artışını önleyebilmeleri pek mümkün değil.” diye konuştu.

“VATANDAŞA 115 MİLYAR TL EK YÜK”

Türkiye’de kamunun 96 milyarlık borcu nedeniyle, sırf kur farkından dolayı vatandaşa 115 milyar TL ek yük bindiğini de söyleyen Paçacı, şöyle konuştu;

Advertisement

“Eğer işi kökünden çözmek istiyorlarsa, sistemi değiştirmeleri lazım. Eğer bir ülkede yargı çalışmıyorsa, demokrasi konusunda çok ciddi problemler var ise, bu ülkeye yurt dışından ne sıcak para gelir, ne de yatırım gelir. Türkiye’nin döviz girdisine ihtiyacı var. Bugün bu ihtiyacı swapla dahi karşılayamaz durumdayız. Çünkü güven yok.

Dış politikadaki savrulmalar da bunu destekleyen unsurdur. Cari açık patladı. Bütçe açığı patladı. Döviz rezervimiz kalmadı.Ekonomi bu yanlış yönetim, bu yanlış anlayışla çok daha derin krize girecektir. Yıl başında 5.95 olan dolar kuru bugün 7.15. Sadece kamunun 96 milyarlık borcu nedeniyle, 115 milyar TL kur artışından dolayı vatandaşın üzerine yük bindi. Bunu ödeyecek olan yine vatandaştır”.

“NEREYE BAKSANIZ ELİNİZDE KALIYOR”

Paçacı, ekonominin geldiği durumu “Nereye baksanız elinizde kalıyor, iyi giden hiçbir şey yok” diye nitelendirerek, “bunu palyatif tedbirlerle değil, daha köklü, bilimsel verilere dayalı yapısal reformla çözmek gerekir” dedi.

CHP’Lİ BÖKE: BÜYÜK KRİZİN BİR PARÇASI

CHP’nin ekonomist isimlerinden İzmir Milletvekili Selin Sayek Böke, bugün dövizde yaşananların “tek günlük bir kriz olmadığını”, Türk ekonomisindeki büyük krizin bir parçası olduğunu söyledi.

“BU DÜZENİ DEĞİŞTİRMEZ”

Böke, mevcut iktidarın mevcut ekonomik düzeni “bilerek ve isteyerek” kurduğunu, bu düzenin iktidarın da devamını sağladığını belirterek, “Bu ekonomik krizi mevcut iktidar çözemez. Çünkü bu düzeni iktidarın kendisi kurdu. TL’yi istikrarsız kılan şey, bu iktidarın kurduğu düzen. Dolar kuru bu iktidar döneminde istikrarlı bir şekilde 1.80’den 7.25’e geldi. İktidar bu düzen sayesinde ayakta duruyor. Dolayısıyla bu iktidar bu düzeni değiştirmez. Değiştiremez demiyorum. Bilerek değiştirmez” diye konuştu.

“SİYASİ REÇETE GEREK”

Advertisement

Böke, iktidarın kurduğu sistemi düzeni ise şöyle tarif etti;

Türkiye’yi dış borca bağımlı kılan bu iktidar oldu. Ülkenin birikimini üretime yönlendirmek ve vatandaşı zenginleştirmek yerine, yandaşı zenginleştirecek rantçı alanlara yönlendirdi.

Parlamenter sistemi bitirip, Türkiye’yi öngörülemez hale getiren tek adam rejimini bu iktidar kurdu. Dolayısıyla bizzat iktidar tarafından kurulan bu düzen, bu iktidarı ayakta tutuyor.

Mevcut krizin çözümü sadece ekonomik reçetelerle olmaz. siyasi reçeteler lazım. Ve bu reçeteler de CHP’nin elinde var. Tek adam yerine parlamenter sistem, rantçı düzen yerine sosyal devleti güçlendirip, halkı zenginleştiren bir düzen kurmak gerekiyor.

“KRİZİ DEĞİL, KRİZ ALGISINI YÖNETMEYİ SEÇTİLER”

Selin Sayek Böke, iktidarın Türkiye’nin içinde bulunduğu ekonomik krizi değil, kriz algısını yönetmeyi seçtiğini de vurgulayarak, “Mevcut kriz sadece döviz krizi değil. Büyük krizin bir parçası. 18 milyon işsizin olduğu, son üç yıl içinde umudunu kaybettiği için iş aramaktan vazgeçen 3 milyon kişinin olduğu bir kriz var ülkede. Bugün TL’nin dolar karşısında 25 kuruş değer kaybetmesinin sorumlusu, Türkiye’nin bütün birikimlerini heba etmiş olan iktidar” dedi.

Advertisement

About Post Author

Advertisement
Click to comment

Warning: Undefined variable $user_ID in /home/u735001514/domains/tersbakis.com/public_html/wp-content/themes/zox-news/comments.php on line 49

You must be logged in to post a comment Login

Leave a Reply


Warning: Undefined array key 0 in /home/u735001514/domains/tersbakis.com/public_html/wp-content/themes/zox-news/parts/post-single.php on line 493

Warning: Attempt to read property "cat_ID" on null in /home/u735001514/domains/tersbakis.com/public_html/wp-content/themes/zox-news/parts/post-single.php on line 493

Gündem

‘Eşlerine ve çocuklarına t*cav*z edip beyinlerine sıkın’ Canlı yayında AK Partililere korkunç tehdit

Zafer Partili olduğu iddia edilen bir TikTok kullanıcısı, canlı yayında şoke eden ifadeler kullandı. Sosyal medyada hızla yayılan görüntüler, büyük tepki topladı.

CANLI YAYINDA ŞOK EDEN SÖZLER

TikTok platformunda yapılan bir canlı yayında, kullanıcı adı ezelfiliz.33 olan şahsın kullandığı ifadeler, sosyal medyada infiale yol açtı. Kendini Zafer Partili olarak tanıtan bu kişi, Erdoğan’a oy veren kesime yönelik son derece ağır ve tehdit içeren sözler sarf etti.

ŞİDDET İÇEREN AĞIR TEHDİTLER

Canlı yayında sarf edilen ifadeler arasında, cinsel şiddet ve öldürme çağrısı da yer aldı. Bahsi geçen kullanıcı, “Yüzde 52’lik kesime…” diyerek başlayan sözleriyle, etik ve hukuki sınırların ötesine geçti. Tepki çeken bu sözler kamuoyunun geniş kesimlerinde nefret suçusavcılık tarafından derhal soruşturmaya alınması</strong gerektiğini savundu.

SOSYAL MEDYADA TEPKİ YAĞDI

Söz konusu yayının kesitleri kısa sürede X (eski adıyla Twitter), Instagram ve TikTok gibi platformlarda hızla yayıldı. Binlerce kişi, bu şahsın kullandığı ifadelerin kabul edilemez olduğunu belirterek, yetkililere çağrıda bulundu.

PARTİDEN VE YETKİLİLERDEN AÇIKLAMA BEKLENİYOR

Kullanıcının gerçekten Zafer Partisiyargı sürecinin başlatılmasını ve siyasi mercilerin tavır almasını bekliyor.

BU TÜR PAYLAŞIMLAR SUÇ TEŞKİL EDİYOR

Uzman hukukçular, bu tür söylemlerin Türk Ceza Kanunu’na göre nefret suçu ve halkı kin ve düşmanlığa tahrik kapsamında değerlendirilebileceğini belirtiyor. Sosyal medya platformlarının da bu içerikleri yayından kaldırması ve şahıs hakkında işlem başlatması çağrısında bulunuluyor.

Advertisement

About Post Author

Continue Reading

Gündem

Son Dakika! İstanbul açıklarında deprem

Marmara Denizi Silivri açıklarında gerçekleşen deprem İstanbul ve çevre illerde hissedildi

DEPREMİN AYRINTILARI

Son dakika deprem haberi geldi. Marmara Denizi‘nde 3,5 büyüklüğünde deprem meydana geldi. Deprem, saat 13.36’da Silivri açıklarında gerçekleşti. İstanbul’un yanı sıra Tekirdağ ve çevre illerde de hissedilen deprem, bölge sakinlerinde kısa süreli panik yarattı.

AFAD VE EMSC’DEN AÇIKLAMALAR

Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD), depremin büyüklüğünü 3,5 olarak duyurdu. Depremin merkez üssü ise Marmara Denizi’nde, Silivri’nin yaklaşık 24,65 kilometre açığında yer alıyor. Avrupa Akdeniz Sismoloji Merkezi (EMSC) ise depremin büyüklüğünü 3,8 olarak açıkladı.

SON GELİŞMELER VE DEPREMİN ETKİLERİ

Şu ana kadar depremle ilgili herhangi bir hasar veya can kaybı bildirisi ulaşmadı. Bölge halkının tedbirli olması ve gelişmelerin AFAD tarafından takip edilmesi önem taşıyor.

Kaynak: AFAD

About Post Author

Continue Reading

Ekonomi

Adalet Bakanlığı 3.500 Personel Alacak: İnfaz Koruma Memuru Başvuruları Başladı

Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü, 3.500 sözleşmeli personel alımı yapacak. Başvurular 15 Ağustos 2025’e kadar sürecek.

ALIM YAPILACAK KADROLAR AÇIKLANDI

Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü, sözleşmeli pozisyonlarda istihdam edilmek üzere toplam 3.500 personel alımı yapacağını duyurdu. Alım yapılacak kadrolar şöyle sıralandı:

  • 3.172 infaz ve koruma memuru
  • 91 hemşire
  • 52 teknisyen
  • 100 destek personeli (şoför)
  • 29 destek personeli (aşçı)
  • 2 destek personeli (kaloriferci)
  • 30 destek personeli (hasta bakıcı)
  • 24 destek personeli (hizmetli)

BAŞVURU ŞARTLARI NELER?

Personel alımına başvurmak isteyen adayların taşıması gereken genel başvuru şartları şöyle:

  • Türk vatandaşı olmak
  • Adli sicil kaydı temiz olmak
  • Askerlikle ilişiği bulunmamak
  • Güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması olumlu sonuçlanmak
  • Sağlık yönünden görev yapmaya engeli bulunmamak
  • KPSS 2024’te en az 70 puan almış olmak (P3, P93, P94)
  • İnfaz ve koruma memurları için 30 yaşını doldurmamış olmak (01.01.1994 ve sonrası doğumlu)

BAŞVURULAR NE ZAMANA KADAR SÜRECEK?

Başvurular 15 Ağustos 2025 tarihine kadar yapılabilecek. Adayların başvurularını, ilan metninde belirtilen usul ve esaslara uygun olarak gerçekleştirmeleri gerekiyor.

İSTİHDAM MEVZUATI NEYE GÖRE BELİRLENDİ?

Alımlar, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 4/B maddesi, 2802 sayılı Hakimler ve Savcılar Kanunu, 2 Nolu Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi, ve Adalet Bakanlığı Memur Sınav, Atama ve Nakil Yönetmeliği çerçevesinde yapılacak.

EN ÇOK HANGİ KADROYA ALIM YAPILACAK?

En fazla alım yapılacak kadro, infaz ve koruma memuru pozisyonu olacak. Toplam 3.500 kişilik kontenjanın 3.172’si bu pozisyona ayrıldı. Bu da iş arayanlar için önemli bir fırsat olarak öne çıkıyor.

About Post Author

Continue Reading

Kaçırmayın

Gündem2 ay ago

‘Eşlerine ve çocuklarına t*cav*z edip beyinlerine sıkın’ Canlı yayında AK Partililere korkunç tehdit

Zafer Partili olduğu iddia edilen bir TikTok kullanıcısı, canlı yayında şoke eden ifadeler kullandı. Sosyal medyada hızla yayılan görüntüler, büyük...

Gündem2 ay ago

Son Dakika! İstanbul açıklarında deprem

Marmara Denizi Silivri açıklarında gerçekleşen deprem İstanbul ve çevre illerde hissedildi DEPREMİN AYRINTILARI Son dakika deprem haberi geldi. Marmara Denizi‘nde...

Gündem2 ay ago

Fatih Altaylı davasında flaş gelişme: İşte istenen ceza

Fatih Altaylı’nın İlk Duruşma Tarihi Belli Oldu: 5 Yıl ve Üzeri Hapis İsteniyor Gazeteci Fatih Altaylı hakkında “Cumhurbaşkanını tehdit” suçlamasıyla...

Gündem2 ay ago

Manavgat’ta şüpheli ölüm: Sedat Peker davasının gizli tanığı ölü bulundu

İsmail Kocalar isimli gizli tanık, Manavgat’ta göl kenarındaki kulübede ölü bulundu. Kocalar daha önce, ifadelerinin baskı altında alındığını açıklamıştı. GİZLİ...

Antalya Haberleri2 ay ago

Antalya’da denize girenler hastaneye koşuyor

Akdeniz sahillerinde denize giren vatandaşlar ciltte yanma, kaşıntı ve kızarıklık şikayetleriyle hastanelere başvuruyor. Uzmanlar, artan deniz suyu sıcaklığının zararlı mikroorganizmaların...

Gündem8 ay ago

Kadın garsonun yüzüne tabakla vurdu

Londra’daki Nando’s restoranında meydana gelen bir olay, sosyal medyada geniş yankı uyandırdı. Bir ailenin akşam yemeği için gittiği restoranda, erkek...

Gündem8 ay ago

Son Dakika! Ekrem İmamoğlu’na yeni soruşturma

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun düzenlediği "Heybedeki Turp" konulu basın toplantısının ardından başlatılan soruşturma, kamuoyunda büyük yankı uyandırdı. Özellikle...

Gündem8 ay ago

Yüksel Güran ve Salim Güran arasında ilişki var mı? Gerekçeli kararda net olarak açıklandı

Diyarbakır'da 8 yaşındaki Narin Güran'ın öldürülmesine ilişkin davada, 4 sanığa verilen 3 ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasının gerekçeli kararı açıklandı. 950...

Gündem8 ay ago

Bolu yangınında yapılan en acı telefon görüşmesi ortaya çıktı

Bolu Kartalkaya’da çıkan otel yangını, Türkiye’yi yasa boğdu. Yangında 79 vatandaşımız hayatını kaybetti. Felaketin ardından geriye gözyaşı dolu aileler ve...

Trend Haberler