Connect with us

/home/u735001514/domains/tersbakis.com/public_html/wp-content/themes/zox-news/parts/post-single.php on line 153
">
Warning: Undefined array key 0 in /home/u735001514/domains/tersbakis.com/public_html/wp-content/themes/zox-news/parts/post-single.php on line 153

Warning: Attempt to read property "cat_name" on null in /home/u735001514/domains/tersbakis.com/public_html/wp-content/themes/zox-news/parts/post-single.php on line 153

Ünlü Uzmandan Çarpıcı Doğalgaz Açıklaması!

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan’ın “Türkiye, tarihinin en büyük doğalgaz keşfini Karadeniz’de gerçekleştirdi” açıklamasının ardından Yüksek Jeofizik Mühendisi ve eski TPAO ile İran NIOC Petrol Aramaları Danışmanı Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan, “Bir tek kuyu açılarak yatak ile üretim boyutu vermek bilime terstir. 320 milyar m3’lük açıklama, dış borçlarımızın kapanacağı, doğru olmayabilir. Bu bilgilerin belli bir yanılgı taşıyarak bilinmesi için yatak boyutuna göre en az 7- 8 ya da onlarca kuyu açılarak, yapılacak deneyler, taslaklamalar sonucu ortaya çıkarılabilir. Türkiye’nin Karadeniz’de doğal gaz bulması alkışlanır ama en az 7-10 yıl beklemeliyiz” dedi.

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Türkiye, tarihinin en büyük doğalgaz keşfini Karadeniz’de gerçekleştirdi” açıklamasının ardından Deprem Bilimcisi Yüksek Jeofizik Mühendisi ve eski Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO) ile İran NIOC Petrol Aramaları Danışmanı Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan;

Ercan, “Türkiye’nin Karadeniz’de doğal gaz bulması alkışlanır ama en az 7-10 yıl beklemeliyiz” dedi.

Türkiye’nin enerjide yüzde 72,4 oranında dışa bağımlı olup, yıllık işlenmemiş kaynak dış alımına yaklaşık 40 milyar dolar ödendiğini belirten Övgün Ahmet Ercan, şu bilgileri verdi:

*Ülkemizin yıllık kayauçunu/doğal bos (gaz) dış alımı 50-55 milyar m3 olup, tüketiminin yalnızca yüzde 0,4’ünü Trakya’dan üretilirken gerisi yüzde 99,6’sını yurt dışından karşılanıyor.

*Başlıca sağladığı ülkeler döşenmiş borularla Rusya, İran, Azerbaycan, taşımayla LPG sıvılaştırılmış bos olarak Cezayir ile Nijerya’dandır.

*Üretilebilir kayauçununun yeryuvarında dağılımı ise, 72,8 trilyon m3 Arap Yarımadasında, 58,51 Asya’da, 14,2 Avustralya’da, 14,06 Afrika’da, 7,32 Kuzey Amerika’da, 7,1 Güney Amerika’da, 5,6 Avrupa’da olmak üzere Dünya’da toplam 180 trilyon m3 kayauçunu var.

EGE İLE AKDENİZ’DE YETKİ ALANLARIMIZ ÜZERİNE LİBYA DIŞINDA UZLAŞTIĞIMIZ ÜLKE YOK

Advertisement

Dünya’daki doğalgaz üretiminde Rusya’nın yüzde 27 ile başta olduğunu da belirten Ercan, “İran yüzde 15, Katar yüzde 14, OECD yüzde 3, diğer ülkeler yüzde 26, yabancı yatırıma sınır getiren Ortadoğu ülkelerinde ise yüzde 9. Türkiye’nin Karadeniz’de “mavi vatanı” 1986’da komşu ülkelerle yapılan anlaşmalarla belirlenmiştir. Ne var ki, Ege ile Akdeniz’de yetki alanlarımız üzerine Libya dışında uzlaştığımız ülke yoktur” diyerek şunları söyledi:

*Karadeniz’de, 2017’de TPAO için alınan 1 jeofizik(sismik), 2 delgi gemisinden birisi olan Fatih Derin Kuyu deliciyle kayauçunu(doğal gaz) ile karşılaşılan 15×17 km=250 km2’lik “Sakarya alanını” Tuna-1 kuyusu, Zonguldak Karadeniz Ereğlisi’nin 175, Akçakoca’nın 150 km kuzeyinde yer alıyor.

*Bu alan Romanya Dobruca’dan Karadeniz’e dökülen Tuna ırmağının çatal ağzının en doğu eteğinde, Üst Miyosen Pliyosen yaşlı kumtaşları içinde yer almakta. Tıpkı Nil Irmağının Akdeniz’e uzanan çatal ağzı nasıl doğal bos olarak varsıl ise, çoğu Romanya yetki alanında kalan çatal ağız da varsıldır.

*Romanya bu bölgede uzun yıllardır, deldiği onlarca kuyudan doğal bos üretmektedir. 1954’de kurulan TPAO’ye göre Tuna-1 bugüne dek Karadeniz’de bulunan en büyük bos yatağını bulmuştur.

YATAĞIN GÖZENEKLİK, GEÇİRGENLİK, SAĞILMA, DOYGUNLUK ÖZELLİKLERİ BİLİNMİYOR

Tuna-1 konumunda deniz derinliği 2 bin 117 metre, 2 boyutlu jeofizik ile görüntülenen derinliği yaklaşık yüzeyden 5-6 km derinde olduğunun göz önünde bulundurulmasını isteyen Ercan şöyle konuştu:

*Burada bos kapanı olduğu yorumlanan alanın bir noktasından hedeflenen derinlik 4 bin 525 metre olup, 20 Ağustos’ta ulaşılan delme boyu 3 bin 520 km’dir. Bos’un yataklandığı alanın üzerini örten kapak kayanın ne olduğu, yatağın gözeneklik, geçirgenlik, sağılma, doygunluk özellikleri bilinmiyor.

Advertisement

*Ayrıca kapanın türü; çökelsel mi? yapısal mı? ya da karmamı olduğu bilinememekte. Bugüne dek deniz dibinde kazılan derinlik yaklaşık bin 403 metredir. Bu derinliğin 500 metresinin bos yatağı olduğu söylenmektedir.

*Yatağın üzerindeki 1403-500= 903 metrelik kapak kayanın ne olduğu bilinmiyor. Ayrıca, yapılan deneylerde belirlenen basınç değerleri, birim gözeneklerinde su varlığı bilinmemektedir.

BİR TEK KUYU AÇILARAK YATAK İLE ÜRETİM BOYUTU VERMEK BİLİME TERSTİR

20 Temmuz 2020’de Karadeniz Sakarya bölgesi Tuna-1 kuyusunda delmeye başlayan delginin daha ilk kuyuda bos(gaz) ile karşılaşması çok büyük bir TPAO başarısı olduğunu hatırlatan Prof. Ercan sözlerini şöyle sürdürdü:

*Bir doğal bos ya da kayayağı(petrol alanı) için delme konumunun verilmesi, bir ay içinde değil, ardında 30-40 yıllık bir TPAO eski ile yeni çalışanlarının emek ile kurumsal bilgi birikimi gerektirir.

*Ne var ki, bir tek kuyu açılarak yatak ile üretim boyutu vermek bilime terstir. 320 milyar m3’lük açıklama, dış borçlarımızın kapanacağı, doğru olmayabilir.

*Bu bilgilerin belli bir yanılgı taşıyarak bilinmesi için yatak boyutuna göre en az 7- 8 ya da onlarca kuyu açılarak, yapılacak deneyler, taslaklamalar sonucu ortaya çıkarılabilir.

Advertisement

*O nedenle Sakarya alanında 50 milyar da, belki 750 milyarda, bos ile karşılaşabiliriz. Sanırım, 320 milyar m3 kestirim için 3D sismik çalışmalarda belirlenen kapan boyutu kullanılmış olabilir. Bu ancak kabaca bir bilgi verebilir. Çünkü bu yatak içinde doygunluk, gözeneklik ile geçirimlik dağılımı henüz bilinmiyor.

*Biraz sabırla, tüm işlerin bitmesini, en az 7 ile 10 yıl beklemeliyiz. Kaldı ki, üretime geçilse bile en az 5 ile 10 milyar dolar yatırım yaparak, kuyu başında bir seki(platform) kurarak, çıkan sıvı bosun 150 km uzakta olan Türkiye ana karasına taşınması ayrı bir iştir.

ŞU AŞAMALAR GEREKİYOR

Denizlerde ya da karada kayayağı(petrol) ile kayauçunu/bos(gaz) aramak, çıkartmak, üretimi çok bileşenli, ardışık olarak verilen emeklerin bir bileşeni olduğunu da söyleyen Ahmet Ercan bundan sonrasında yapılacakları da sıraladı:

1. Kayayağı(petrol) ile kayauçunu(doğal gaz) değişik yere göçmemiş ise, karasal değil, okyanus kökenli kayalar içinde olur. Bunu jeoloji mühendisleri belirler.

2. Seçilen bu alanlar üzerinde jeofizik gemiyle 2B, 3B sismik ölçüler alınarak yer altındaki katmanların, süreksizliklerin yerleri, kalınları, derinlikleri görüntülenir. Olası yatağın üç boyutlu görüntüsü çıkarılır.

3. Bu bilgiler üzerinde birçok düzeltme ile yorum yaptıktan sonra, jeofizik, jeoloji ile petrol mühendisleri oturup ne yapmalıyız diye, ayrıca nerelere kaçan km delme yapılacağına karar verirler.

Advertisement

4. Bu konuda öz kaynaklar ya da siyasi destek, uluslararası iş paylaşımı aranır. Kabaca 10 kuyudan biri dolu çıkarsa giderleri karşılar.

5. Delme alanı için izin alınır. Gemi delmeye başlar.

6. Delme sırasında hem kayaçlardan örnekler alınır, hem de çeşitli deneyler yapılır. Bu aşama da yine anılan bu üç mühendis eşgüdüm içinde çalışır.

7. Delme bitiminde, bu kez “jeofizik kuyu ölçümü/loğu” alınır. Tıpkı tıbbi endoskopi gibi kuyu içine indirilen almaç(probe), kuyu içindeki çeperlere imler/sinyaller verilerek, derinliğe göre görüntüsü çıkarılır.

8. Bunlar bir jeofizik-jeoloji mühendisince yorumlanarak; süreksizlikler, üretken katman sayıları, derinlikleri, kalınlıkları, suya, kayayağı/kayauçununa doygunlukları, gözeneklikleri, sismik hızları, elektrik iletkenlikleri, yoğunlukları, basınçları, sıcaklıkları, kıvamları gibi bir çok özellik belirlenir.

9. Bu kez yaklaşık 7-10 öteki kuyular açıp her kuyuda sağma ile üretime hazırlama, birikim belirleme deneyleri petrol mühendislerince, benzer deneyler yapılır.

10. Sonuçta o yatağın üretmeye değer mi yoksa değmez mi olduğu ortaya çıkar.

Advertisement

11. Olumlu ise, üretim, taşıma, kullanım, pazara ulaştırma gibi çalışmalara geçilir.

BÜYÜKLER ARASI SAVAŞLA SONUÇLANABİLİR Mİ?

ABD’nin enerji konusundaki yaklaşımı, önce başta yoksul ülkelerin, sonra başkalarının kayayağı ile kayauçununu tüketmek, kendi kaynaklarını daha sonra kullanmak olduğuna dikkat çeken Övgün Ahmet Ercan şunları söyledi:

*Amerika, bir an önce dünya kaynaklarını güç kullanarak ya da kendine bağımlı kılarak ele geçirip, karşıtlarından önce erke denetim koymaktır. Bu girişim 150 yıl önce başladı.

*Bunun sonucunda Osmanlı İmparatorluğu bölük pörçük yapılarak ortadan kaldırılmış, bugüne bölüntüler ortadan un ufak edilerek denetim altına alınmakta.

*Rusya elinden kaçırdığı Turan ülkelerinin yeraltı kaynaklarını yaptığı uzun süreli anlaşmalarla yeniden denetimine geçirdi. Çin, kayayağı ile kayauçunu kaynakları varlıklı olan Doğu Türkistan’ı elinde tutarak Ortdoğu’dan gereksinmesi karşılayarak kendi yedeklerini saklı tutuyor.

*Bu böyle gitmez. İleride artan gereksinme, Şangay birliği ABD ile Ortadoğu’dan kovduğu AB arasında bir çatışmayla sonuçlanabilir. Bu çatışma olmadan önce AB tek bir ilkut(devlet) olmayı ivedilikle ulaşmak istemektedir.

AB’NİN KAYAUÇUNU(NATURAL GAS) BAĞIMLILIĞI

Advertisement

Günümüzde AB’nin yaklaşık 300 milyar m3 olan kayauçunu alımı, 2030’da 640 milyar metreküpe tırmanacağını da sözlerine ekleyen Ercan şöyle sürdürdü:

*Bu oran içinde AB dışındaki Rusya’ya olan bağımlılık yüzde 65’dir. Bu bir yanılgı mıdır yoksa yeni bir bağdaşıklık mı? gelecek belirleyecektir. Günümüzde İran’ın 125, Irak’ın 115 ile 300, Suudi Arabistan’ın 269, Rusya’nın 60 milyar arkıt (varil) kayayağı yedeği var.

*Irak’ın kayayağının üçte ikisi güneyde, üçte biri ise kuzeyde. Bu ülkede bugün Shell, Total, BP, Apex, Total, Lukoil, Chevron, Exxonmobil gibi devlerin yanı sıra TPOA da bulunuyor. Ortadoğu ile Kuzey Afrika ülkelerinin 2030’da günlük kayayağı dış satışının 39 milyon arkıt (varil) olması bekleniyor.

*Birincil tükenir enerji kaynakları arasında, kayayağının 41, kayauçunun 62, kömürün ise 230 yıllık bir yaşamı kalmıştır. Kimi kaynaklara göre özellikle Çin’in büyümesinin ivdirilmiş olması sonucu kömürün bitişi çabuklaşıp 192 yıla inebilir.

TÜRKİYE YETERLİ DELME YAPTI MI?

Türkiye’de Cumhuriyet döneminde yaklaşık toplam 3 bin 500 arama kuyusu delinmişken, yeryüzünde bir yılda ortalama 20 bin arama kuyusu delindiğini de hatırlatan Ercan, “Oysa sadece A.B.D.’de bir yılda 10 binlerce kuyu deliniyor. Eski Sovyetler Birliği’nde kuyu sayısı milyondan çoktur. 2002’e dek T.P.A.O.’nun tüm arama çalışmalarına yaklaşık 28 milyon dolar ayrılmaktaydı. Oysa ortalama bir kuyunun deliniş çıkışı birkaç milyon dolar düzeyindedir. Denizde ise bir delginin çıkışı 10 ile 25 milyon dolar dolayındadır” dedi.

About Post Author

Advertisement
Advertisement
Click to comment

Warning: Undefined variable $user_ID in /home/u735001514/domains/tersbakis.com/public_html/wp-content/themes/zox-news/comments.php on line 49

You must be logged in to post a comment Login

Leave a Reply


Warning: Undefined array key 0 in /home/u735001514/domains/tersbakis.com/public_html/wp-content/themes/zox-news/parts/post-single.php on line 493

Warning: Attempt to read property "cat_ID" on null in /home/u735001514/domains/tersbakis.com/public_html/wp-content/themes/zox-news/parts/post-single.php on line 493

Ekonomi

Emeklilik yaşı yükseliyor: Mezarda emeklilik dönemine hoş geldiniz

Türkiye’de emeklilik sistemine yönelik yapılan düzenlemeler, çalışanların gelecek planlarını derinden etkiliyor. Özellikle 2008 yılı sonrasında sigortalı olanlar için emeklilik yaşı kademeli olarak 65’e yükseliyor. SGK uzmanlarının açıklamalarına göre, 58-60 yaş aralığında emekli olmak artık oldukça zor. Peki, yeni emeklilik sisteminde neler değişti? İşte tüm detaylar…

2008 SONRASI SİGORTALILAR İÇİN EMEKLİLİK YAŞI 65’E ÇIKIYOR

Sosyal güvenlik reformları kapsamında yapılan değişiklikler, emeklilik sürecinde önemli bir dönüm noktası oluşturuyor. SGK Uzmanı İsa Karakaş’ın açıklamalarına göre, 1 Mayıs 2008 sonrasında sigortalı olanlar için emeklilik yaşı kademeli olarak 65’e yükseliyor. Bu durum, özellikle genç çalışanlar için erken emekliliği neredeyse imkânsız hale getiriyor.

SGK mevzuatına göre, 30 Nisan 2008’den önce sigortalı olanlar, kadınlar için 58, erkekler için 60 yaşında emekli olabiliyor. Ancak 1 Mayıs 2008 sonrasında sigortalı olanlar için bu yaş sınırı kademeli olarak artırılıyor. Yeni sistemde, emeklilik için gereken şartları sağlamak her geçen gün daha da zorlaşıyor.

ERKEN EMEKLİLİK ŞARTLARI ZORLAŞIYOR

SGK sisteminde emekli olabilmek için üç temel kriter bulunuyor:

  1. Yaş Şartı: 2008 öncesinde sigortalı olanlar için kadınlarda 58, erkeklerde 60 yaş sınırı korunurken, yeni düzenlemeyle 65 yaş zorunlu hale geliyor.
  2. Prim Gün Sayısı: SSK’lılar için 7.000, Bağ-Kur ve Emekli Sandığı sigortalıları için ise 9.000 prim günü tamamlanması gerekiyor.
  3. Sigortalılık Süresi: Sigortalılık süresi de emeklilik hakkını belirleyen en önemli faktörlerden biri olarak karşımıza çıkıyor.

1 MAYIS 2008 SONRASI SİGORTALILAR İÇİN KRİTİK DÖNEM

Özellikle 2008 sonrasında sigortalı olan çalışanlar için emeklilik şartları büyük önem taşıyor. Yeni sistemde, sigorta başlangıcı bu tarihten sonra olan kişilerin, emeklilik yaşını 65’e çıkarmamak için prim gün sayılarını mümkün olduğunca erken tamamlamaları gerekiyor. Örneğin, 2015’te sigorta girişi yapılan bir kişi, 2035’e kadar prim gün şartını tamamlarsa 58 yaşında emekli olabilecek. Ancak prim ödemelerini 2048’e kadar uzatırsa, emeklilik yaşı 65’e çıkacak.

SSK, BAĞ-KUR VE EMEKLİ SANDIĞI ARASINDAKİ FARKLAR

  • SSK’lılar İçin Avantajlı Durum: Prim gün şartı 7.000 olarak belirlenirken, nispeten daha erken emekli olabilme şansı sunuyor.
  • Bağ-Kur ve Emekli Sandığı Daha Dezavantajlı: 9.000 prim günü zorunluluğu nedeniyle, Bağ-Kur ve Emekli Sandığı sigortalıları daha uzun süre çalışmak zorunda kalıyor.

YENİ DÜZENLEMELER GÜNDEMDE

EYT (Emeklilikte Yaşa Takılanlar) düzenlemesinin ardından kademeli emeklilikle ilgili yeni düzenleme beklentileri de artıyor. Uzmanlar, 2008 sonrası sigorta girişi olanlar için daha esnek bir emeklilik sistemi getirilmesi gerektiğini savunuyor. Ancak mevcut tabloya bakıldığında, 65 yaş emekliliği artık kaçınılmaz hale gelmiş durumda.

Emeklilik planlamasında yaşanan bu değişiklikler, çalışanlar için daha uzun çalışma hayatını zorunlu kılıyor. Gelecekte yeni düzenlemeler gündeme gelir mi bilinmez, ancak şu anki sistemde erken emeklilik giderek zorlaşıyor.

About Post Author

Continue Reading

Ekonomi

Aile Destek Ödemeleri’nde flaş gelişme: Bakanlık duyurdu

Hazine ve Maliye Bakanlığı, dar gelirli ailelere yönelik sağlanan Aile Destek Programı hakkında kritik bir açıklama yaptı. 2023 ve 2024 yıllarında aylık 850 TL ile 1.250 TL arasında destek alan milyonlarca aile, 2025 yılında ödemelerin devam edip etmeyeceğini merak ediyor. İşte son gelişmeler ve resmi açıklamaların detayları…

AİLE DESTEK PROGRAMI NEDİR, NE ZAMAN BAŞLADI?
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından Haziran 2022’de hayata geçirilen program, geçici bir sosyal yardım projesi olarak tasarlandı. İki yıl boyunca belirlenen kriterleri karşılayan ihtiyaç sahibi ailelere düzenli nakdi destek sağlandı. 2024 Aralık ayına kadar devam eden program kapsamında, Türkiye genelinde milyonlarca hane ekonomik olarak desteklendi.


2025 YILINDA ÖDEMELER DURDURULDU MU?
Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın yaptığı resmi açıklamaya göre, Aile Destek Programı’nın süresi 2024 sonunda doldu. Programın başlangıç aşamasında “geçici” olarak duyurulduğu vurgulanırken, 2025 yılı itibarıyla ödemelerin otomatik olarak sonlandırıldığı belirtildi. Bakanlık yetkilileri, “Programın uzatılmasına yönelik herhangi bir talimat verilmedi. Süreli bir proje olduğu için sonlandırma kararı alındı” ifadelerini kullandı.


YARDIMLARIN KESİLMESİNE TEPKİLER SÜRÜYOR
Ödemelerin kesilmesi, özellikle düşük gelirli aileler arasında endişeye neden oldu. Sosyal medya platformlarında ve sivil toplum kuruluşları aracılığıyla yardımların yeniden başlatılması talepleri artarken, hükümet yetkililerinden şimdilik net bir yanıt gelmedi. Vatandaşlar, alternatif destek mekanizmalarının devreye alınıp alınmayacağını araştırıyor.


HÜKÜMETTEN NET AÇIKLAMA: ‘YANLIŞ BİLGİLERE İTİBAR ETMEYİN’
Bakanlık, basında yer alan “programın gizlice sonlandırıldığı” iddialarına yanıt verdi. Yapılan yazılı açıklamada, “Aile Destek Programı, başlangıçta belirtildiği üzere süreli bir projeydi. Bakanlık tarafından herhangi bir ek karar alınmamıştır. Süre dolduğu için sistem otomatik olarak sonlandı. Haberlerdeki spekülatif bilgiler gerçeği yansıtmamaktadır” denildi.


2025’TE YENİ DESTEK PAKETLERİ GELECEK Mİ?
Dar gelirli ailelerin gündeminde, “Yardımların yerini alacak yeni projeler olacak mı?” sorusu yer alıyor. Hükümet yetkilileri, sosyal yardımlara yönelik farklı programların değerlendirildiğini ancak şu an için somut bir adım olmadığını dile getiriyor. Konuyla ilgili gelişmelerin, önümüzdeki aylarda yapılacak bütçe görüşmelerinde netleşmesi bekleniyor.


SONUÇ: AİLE DESTEK PROGRAMI TARİHE KARIŞTI
2022’de başlayan ve iki yıl boyunca yüz binlerce ailenin hayatına dokunan program, 2025 itibarıyla resmen sona erdi. Vatandaşların, muhtemel yeni destekler için Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıfları ile İŞKUR üzerinden açıklamaları takip etmesi öneriliyor.

Advertisement

About Post Author

Continue Reading

Ekonomi

EYT mağdurlarına özel Kademeli Emeklilik formülü

Emeklilikte Yaşa Takılanlar (EYT) düzenlemesinin ardından kademeli emeklilik konusu gündemde kalmaya devam ediyor. Emekli maaşlarına yapılan zamların ardından birçok vatandaş, kademeli emeklilikle ilgili gelişmeleri yakından takip ediyor. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan’ın açıklamaları ve TBMM’de ele alınan yasa teklifleri, bu konuda beklentileri artırdı. Peki, kademeli emeklilik düzenlemesi 2025 yılında yürürlüğe girecek mi? İşte son gelişmeler…

KADEMELİ EMEKLİLİK DÜZENLEMESİ GELİYOR MU?

Kademeli emeklilik sistemi, sigortalı çalışanların belirli bir yaşa ve prim gününe ulaştıklarında kısmi emeklilik hakkı kazanmasını sağlayan bir düzenleme olarak biliniyor. Ancak bu sistemin nasıl işleyeceği, sigortalılık başlangıç tarihine ve sigorta türüne bağlı olarak değişiklik gösteriyor.

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda gündeme gelen yasa teklifleri sonrasında, EYT kapsamına giremeyen vatandaşlar için kademeli emeklilik beklentisi artmış durumda. Özellikle, prim gün sayısını doldurmasına rağmen yaş şartı nedeniyle emekli olamayan sigortalılar, yeni bir düzenleme yapılmasını talep ediyor.

HÜKÜMETİN KADEMELİ EMEKLİLİK KONUSUNDAKİ TUTUMU

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, konuya ilişkin yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:

“Emeklilik sisteminde şu an için bir değişiklik planlamıyoruz. Emekli olabilmek için gereken prim ve yıl şartları devam edecek.”

Advertisement

Bu açıklama, kademeli emeklilik düzenlemesi bekleyen vatandaşlar için hükümetin net tutumunu ortaya koyuyor. Ancak bazı uzmanlar, ilerleyen yıllarda bu konuda bir düzenleme yapılabileceğini öngörüyor.

UZMANLAR NE DİYOR?

Sosyal Güvenlik Baş Uzmanı İsa Karakaş, yaptığı değerlendirmede kademeli emekliliğin kaçınılmaz olduğunu belirterek şu ifadeleri kullandı:

“Kademeli emeklilik düzenlemesi eninde sonunda yapılacaktır. Çünkü sosyal güvenlik sisteminde büyük bir dengesizlik oluştu. EYT ile bazı vatandaşlar 17-24 yıl gibi kısa sürelerde emekli olurken, diğerleri çok daha uzun süre beklemek zorunda kaldı. Bu sistemin daha adil hale getirilmesi gerekiyor. Benim tahminim, 2027 yılına kadar bu konuda bir düzenleme geleceği yönünde.”

BAKAN IŞIKHAN’DAN SON AÇIKLAMALAR

Bakan Vedat Işıkhan, 13 Ocak’ta katıldığı bir canlı yayında kademeli emeklilik konusuyla ilgili şu açıklamalarda bulundu:

“Burada asla bir mağduriyet söz konusu değildir. Biz mevcut aktüeryal dengeyi koruyarak emeklilerimize aylıkları düzenli bir şekilde ödeyebilmek ve sağlık hizmetlerini sürdürülebilir hale getirebilmek için çalışıyoruz.”

Advertisement

Bu açıklamalar, hükümetin önceliğinin mevcut emeklilik sistemini korumak olduğunu ve kademeli emeklilik konusunda yakın vadede bir düzenleme yapılmayabileceğini gösteriyor.

KADEMELİ EMEKLİLİK BEKLENTİLERİ DEVAM EDİYOR

Her ne kadar hükümet yetkilileri şu an için bir değişiklik öngörmese de, EYT kapsamına giremeyen ve yaş bekleyen sigortalılar için kademeli emeklilik talebi gündemdeki yerini koruyor. Önümüzdeki süreçte TBMM’de verilecek yeni yasa teklifleri ve sosyal güvenlik alanında yapılacak olası düzenlemeler, bu konunun nasıl şekilleneceğini belirleyecek.

Vatandaşlar ise 2025 yılı ve sonrasında kademeli emekliliğe dair yeni gelişmeleri yakından takip etmeye devam edecek.

About Post Author

Continue Reading

Kaçırmayın

Gündem3 ay ago

Kadın garsonun yüzüne tabakla vurdu

Londra’daki Nando’s restoranında meydana gelen bir olay, sosyal medyada geniş yankı uyandırdı. Bir ailenin akşam yemeği için gittiği restoranda, erkek...

Gündem3 ay ago

Son Dakika! Ekrem İmamoğlu’na yeni soruşturma

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun düzenlediği "Heybedeki Turp" konulu basın toplantısının ardından başlatılan soruşturma, kamuoyunda büyük yankı uyandırdı. Özellikle...

Gündem3 ay ago

Yüksel Güran ve Salim Güran arasında ilişki var mı? Gerekçeli kararda net olarak açıklandı

Diyarbakır'da 8 yaşındaki Narin Güran'ın öldürülmesine ilişkin davada, 4 sanığa verilen 3 ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasının gerekçeli kararı açıklandı. 950...

Gündem3 ay ago

Bolu yangınında yapılan en acı telefon görüşmesi ortaya çıktı

Bolu Kartalkaya’da çıkan otel yangını, Türkiye’yi yasa boğdu. Yangında 79 vatandaşımız hayatını kaybetti. Felaketin ardından geriye gözyaşı dolu aileler ve...

Gündem3 ay ago

Meteorolojiden sarı kodlu uyarı: Türkiye donacak

Meteoroloji Genel Müdürlüğü, 23 Ocak itibarıyla yurt genelinde etkili olması beklenen hava durumu tahminlerini paylaştı. Marmara, İç Anadolu, Karadeniz ve...

Gündem3 ay ago

Bolu yangınında alevlerin arasında kayıt yapmış: İlk kez yayınlanan dehşet anları

Bolu’daki büyük yangın sonrası, Grand Kartal Otel’deki yangın merdiveni konusu yoğun tartışmalara neden oldu. Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri...

Gündem3 ay ago

Planlarınızı önceden yapın: 2025 dini ve resmi tatil takvimi açıklandı

2025 yılı için resmi tatil günleri açıklandı! Tatil planlaması yapmak isteyenler için dini bayramlar ve milli bayramların hangi günlere denk...

Gündem5 ay ago

Narin’in köyü Tavşantepe imamı hakkında flaş gelişme

Diyarbakır’da kaybolduktan sonra cansız bedeni bulunan 8 yaşındaki Narin Güran’ın öldürülmesine ilişkin Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturmada köyün imamı R.K....

Gündem5 ay ago

Devlet hastanesinde dehşet: Sapık doktor hastasını dakikalarca taciz etti

Şanlıurfa’nın Suruç ilçesinde yer alan Suruç Devlet Hastanesi’nde görevli Dahiliye doktoru H.F.V, muayene için gelen 25 yaşındaki kadın hasta L.İ’yi...

Trend Haberler