Bilim Kurulu Üyesi Açıkladı! Eylül’de Dağıtıma Çıkacak!
Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Serap Şimşek Yavuz, Covid-19’a karşı Çin, Almanya ve ABD’nin ortak yürüttüğü iki ayrı aşı çalışmasının son aşaması olan Faz 3 gönüllü insan denemelerinin, Türkiye’de 10’a yakın merkezde yapılacağını açıkladı. Prof. Dr. Yavuz, aşılarda gönüllü denemelerine yönelik tartışmalarla ilgili, “Kobay mı olacağız, gönüllüler parayla mı çalışmaya katılacak, kimler çalışmaya dahil edilecek, Faz 3 denemeleri hayati riskler yaratıyor mu?” gibi vatandaşların merak ettiği soruları da yanıtladı.
İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Mikrobiyoloji ve Enfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi ve Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Serap Şimşek Yavuz, tüm dünyanın merakla beklediği Covid-19 aşılarındaki son gelişmeleri aktardı. Prof. Dr. Yavuz, Türkiye’de çok merkezli olarak yürütülecek Faz 3 gönüllü insan denemeleri hakkında da önemli bilgiler verdi.
EYLÜLDE BAŞLAYACAK
Etik kurul ve Sağlık bakanlığı onaylarından geçen Çin ve Almanya-ABD ortak çalışması olan iki farklı aşı adayı için İstanbul Tıp Fakültesi’nin de aralarında bulunduğu 10’a yakın merkezde, faz 3 gönüllü insan denemeleri yürütülecek. Dünyada 10’dan fazla Covid aşısı çalışmasında sona yaklaşıldığını vurgulayan Prof. Dr. Yavuz şu bilgileri verdi:
“İnsanlarda etkili olduğunun ve olası yan etkilerinin tekrar değerlendirildiği son aşama olan Faz 3’e gelen aşı çalışmaları bunlar. Geçtiğimiz günlerde Sayın Bakanın da açıkladığı iki tane aşı çalışmasının ise Faz 3 denemelerine Türkiye’den de gönüllü insanlar dahil edilecek. Çalışmalara başlamak üzereyiz. Eylül ayı gibi, çok yakın bir tarihte başlayacağız”.
GÖNÜLLÜLERE ÜCRET ÖDENECEK Mİ?
Aşı çalışmalarında son aşama olan Faz 3’e gelmeden, yani aşı adayının klinik olarak binlerce gönüllüde denenmesinden önce, çok ciddi klinik öncesi (preklinik) çalışmaların yürütüldüğüne işaret eden Prof. Dr. Şimşek, şunları söyledi:
“Bunun öncelikle bir laboratuvar ayağı var. ‘Hangi molekülü kullanacağız, nasıl kullanacağız, hücre dizilerinde etkili oluyor mu?’ gibi. Laboratuvar çalışmaları yapıldıktan sonra hayvan deneyleri aşaması var. Bunlar, insandan önceki aşamalar. Burada işte toksik etkilerinin olmadığı, hastalığa karşı kısmen etkili olup olmadığı, işe yarayıp yaramadığı gibi bazı temel soruların yanıtları aranır.
Klinik çalışmalar bundan sonra başlar. Bunda da Faz 1 dediğimiz aşama, aşının güvenliğiyle ilgili kısmı. İnsanlarda, küçük gönüllü gruplarında yapılan, ‘aşı etkili mi değil mi, güvenli mi?’, bunlar değerlendirilir. Faz 1’de esas güvenlik sorusunun yanıtı alınır.
İstenen sonuçlar elde edilirse de Faz 2’ye geçilir. Tüm bu aşamalarda çalışmaya dahil edilen insanlarda gönüllülük esastır. Kimseye bir ücret ödemesi, zorlama yapılması mümkün değildir. İsteyen katılır, istemeyen katılmaz. Katılan insanların da tüm tetkikleri, yakın tıbbi gözlemleri ve tıbbi bakımları da uzmanların kontrolündedir.”
“FAZ 1’DE GÜVENLİK VE ETKİNLİK, FAZ 2’DE HEDEF KİTLE BELİRLENİR”
Ortalama 10-20 kadar gönüllünün dahil edildiği Faz 1’de “Bu aşı güvenlidir, hastalığa karşı etkinliği vardır, insanlarda umulmadık, beklenmeyen yan etkiler çıkmıyor” yönünde sonuçlar elde edilirse Faz 2 aşamasına geçildiğini anlatan Prof. Dr. Yavuz, açıklamalarına şöyle devam etti:
“Bu aşamada yüzlerle ifade edilebilecek sınırlı sayıda gönüllü insan çalışmaya alınıyor. Bu noktada da aslında aşılama için hedeflenen nüfus, aşı kimlere yapılmalı, yaşlılar mı, risk grubundakiler mi vs, o özellikteki gönüllüler de çalışmaya dahil edilerek, vücut aşıya ne kadar cevap veriyor, koruyucu antikorlar oluşuyor mu bu insanlarda, bunların çalışması da yapılıyor.
Tabii ki yine güvenlik çalışmalarına da devam ediliyor. Yani istemediğimiz bir etki, en basiti kolunda ağrıdan tutun ateşin çıkması gibi her türlü parametreye bakılıyor. Faz 1 ve 2 aşamaları aşıyı geliştiren ülke neresiyse orada gerçekleştiriliyor. Şu an Çin ve Almanya-ABD ortak yapımı aşı adayları bu aşamaları kendi ülkelerinde geçti.
Aşı çalışması bu aşamaları geçerse eğer, Faz 3 aşamasında hem aşıyı geliştiren ülkede, hem de vakaların görüldüğü diğer ülkelerde çok merkezli çalışmalar başlıyor. Mesela Avrupa’da, Amerika’da, Güney Amerika’da şu anda çok yoğun devam ediyor Faz 3 aşaması. Faz 3’de gönüllü insan sayısı artık 10-30 binlere çıkarılıyor. Burada da aşı verilen gönüllülerin yanı sıra kontrol grubu dediğimiz hiçbir şey verilmeyen bir grup da dahil ediliyor.”
FAZ 3’DE, AŞININ GÜVENLİĞİ YENİDEN DEĞERLENDİRİLİR
Prof. Dr. Yavuz, “Aşı çalışmalarının Faz 3 aşamasında, kime aşı veriliyor, kim kontrol grubunda (yani placebo -etkisiz aşı- alıyor), çalışmanın başında bunu uzmanlar da gönüllüler de bilmiyor. Kodlarla her şey kaydediliyor. Çalışmanın sonunda bu kodlar açıldığında uzmanlar sonuçları daha güvenli değerlendirebiliyor. Çünkü “Kontrollü Çift Kör Çalışma” olarak bilinen bu çalışma şekli sayesinde, aşı verilen gönüllülerde gözlenen farkların, gerçekten aşı ile ilgili olup olmadığı her iki grubun kıyaslanmasıyla anlaşılıyor.” dedi.
Prof. Dr. Yavuz, Faz 3’de aşı uygulanan gönüllülerin hastalanıp hastalanmayacağı, aşının yan etki düzeyi gibi kriterlerin gözlendiğini anlatarak “Her ne kadar hem hayvan deneylerinde, hem iki aşamalı Faz çalışmalarında bu güvenlik sorusuna cevap verilmiş olsa da Faz 3’te de aşının güvenliği mutlaka yeniden değerlendirilir” şeklinde konuştu.
TÜRKİYE’DE 10 MERKEZDE YAPILACAK
Faz 3 çalışmasında gönüllü denemelerine katılan insanların aşı olduktan sonra hastalanıyor mu hastalanmıyor mu bunların yakından takip edildiğini belirten Prof. Dr. Yavuz, şu bilgileri verdi:
“Burada, aşı olanların, olmayanlara göre daha az hastalanması beklenir. Ama bu da büyük oranda bir fark olmalıdır ancak o zaman anlamlı olur. Yani diyelim ki aşı olanlar yüzde 10 daha az hastalanıyor, bu yetersiz bir etkidir.
Faz 3 çalışmaları sadece bir ülke ya da bir merkezde değil, çok sayıda ülkede (aşıyı geliştiren ülke de dahil) ve farklı pekçok merkezde yapılır. Türkiye’de de 10’a yakın merkez var bu çalışmaların başlatılacağı. Her merkezin alması gereken belli bir gönüllü sayısı var. Bu sayılar tutturulana kadar, örneğin bizim yapacağımız çalışma kısmı bir ay belki sürecek. Ama tabii tüm dünyadan verilerin toplanması, etkili oldu mu olmadı mı onların değerlendirmesi daha uzun sürecek.
Biz gönüllüleri alacağız ama örneğin bir yıl boyunca takip edeceğiz. Burada da bu aşının kullanılmış olması, bu ülkedeki insan gruplarında da çalışmanın yapılmış olması, neresinden bakarsanız bakın avantaj. Sonuçta genetik yapı farkları olabiliyor, aşıya yanıt farkları olabiliyor, bu anlamda bu ülkenin insanıyla da bu aşıların çalışılmış olması avantaj.
“KRİTERLER BELLİ, BU BİR AŞILAMA DEĞİL DENEME AŞAMASI”
Bu çalışmalara alınacak olan insan gruplarının kriterleri de önceden bellidir. Vatandaşlarımız bu çalışmaların yürütüleceği merkezlere ‘Hadi burada aşı yapılıyor, gidelim de olalım’ diye başvurmasın. Bunu da özellikle vurgulamak istiyorum, çünkü bu, bir aşılama değil deneme aşaması.
Hangi yollarla gönüllü çağrılarının yapılacağı, çalışmaya hangi özellikteki insan gruplarının dahil edileceği, aşı çalışmasının protokollerinde önceden bellidir ve merkezler bu kriterlere göre insanları çalışmaya dahil eder. Gönüllülere ulaşmak anlamında farklı kanallarımız var, onlar üzerinden yürütülür bu süreç.”
“EN ÇOK SAĞLIK ÇALIŞANLARI GÖNÜLLÜ OLMAK İSTİYOR”
Birçok insanın aşı çalışmalarında gönüllü olmak istediğini de vurgulayan Prof. Dr. Yavuz, özellikle risk grubundaki sağlık çalışanlarının buna çok istekli olduğunu söyleyerek gönüllü insan denemelerinin “kobay olarak kullanılıyoruz” şeklinde yorumlanmasının çok büyük bir hata olduğunu vurguladı ve sözlerini şöyle sürdürdü:
“Ben açıkçası kobay olarak düşünmem kendimi. Aşı çalışmalarına katılmaktan mutluluk da duyarım. Covid için bir çare bulunması gerekiyor. Bu çarenin bir parçası olmak çok iyi bir şey bence. Aşı ile ilgili modern tıbbın inanılmaz bir deneyimi var. Büyük bir zarar verecek bir şey asla olmayacağını söyleyebiliriz.
Sonuçta bu aşılar eğer gerçekten etkili bulunursa, insanlık için çok önemli bir şey yapılmış olacak. Zaten bizler de bu kadar işimizin içinde, bu çalışmalarda yer alıyorsak bunun için. Sonuçta gerçekten çok katastrofik bir durumla karşı karşıyayız. Gönüllülerden çalışmanın protokolüne uygun olanları detaylıca aydınlatılır, onam formları alınır ve çalışmaya öyle dahil edilir.”
“HER FİRMA İSTEDİĞİ GİBİ GELİP BURADA AŞI DENEMESİ YAPAMAZ”
“Bir firmanın çalıştığı bir aşı var ve bu geldi, ülkemizde istediği gibi bu çalışmaları yapıyor” gibi bir algının da çok yanlış olduğunu anlatan Prof. Dr. Yavuz, gönüllü insan denemelerinin ülkemizde yürütülebilmesi için çok ciddi izin aşamalarından geçildiğini, her türlü detayı değerlendiren etik kurul uzmanlarının izin için gelen dosyada kimsenin aklına gelmeyecek binlerce sorunun cevabını araştırdığını ve uygun bulunursa onay verildiğini belirtti.
Prof. Dr. Yavuz, “Yani bu etiktir, çalışılabilir şeklinde etik kurul onaylarını almak zorundalar. Daha sonra da Bakanlık izinleri alınır. İşte Türkiye’de bu aşamayı geçmiş iki aşı adayı için Eylül ayı gibi gönüllü insan deneylerine başlanacak.” dedi.
About Post Author
Gündem
Narin’in köyü Tavşantepe imamı hakkında flaş gelişme
Diyarbakır’da kaybolduktan sonra cansız bedeni bulunan 8 yaşındaki Narin Güran’ın öldürülmesine ilişkin Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturmada köyün imamı R.K. gözaltına alınmış, telefonundan müstehcen görüntüler çıktığı öne sürülmüştü. Diyanet, İmam R.K.’yı açığa aldı.
Narin Güran cinayetinde gözaltına alınan isimler arasında olan Diyarbakır’ın Merkez Bağlar ilçesinin Tavşantepe Mahallesi camisi imamı R.K. da vardı. İmam R.K. jandarmadaki ifadesinin ardından serbest bırakılmıştı.
SORUŞTURMA AÇILMIŞTI
Tavşantepe Mahallesi camisi imamı R. K. ile ilgili sosyal medyada ve basında yer alan iddialara ilişkin Diyanet İşleri Başkanlığınca idarî soruşturma açıldı. İmam R.K’nin incelenmek üzere el koyulan telefonundan kendisinin de dahil olduğu çok sayıda cinsel içerikli video ve yazışmanın çıktığı öne sürüldü.
Narin’in katledildiği Tavşantepe köyü imamının sorgusunda yöneltilen “Telefonunuzda pek çok porno video var, videolardan birinde sizin de olduğunuz bir grup seks videosu var” sorusuna “Evli bir çiftle tanıştık, daha sonra Diyarbakır’a geldiler, birlikte olduk” yanıtını verdiği iddia edilmişti.
AÇIĞA ALINDI
tv100 canlı yayınında Devrim Tosunoğlu, Diyanet’in İmam R.K.’yı açığa aldığı bilgisini verdi. tv100 muhabiri Canan Altıntaş da Tosunoğlu’nu teyit etti.
About Post Author
Gündem
Devlet hastanesinde dehşet: Sapık doktor hastasını dakikalarca taciz etti
Şanlıurfa’nın Suruç ilçesinde yer alan Suruç Devlet Hastanesi’nde görevli Dahiliye doktoru H.F.V, muayene için gelen 25 yaşındaki kadın hasta L.İ’yi taciz etti. Bunun üzerine kadın, hastaneye kontrol için ikinci kez gittiğinde ise o anları gizli kamerayla kaydetti. Kan donduran anlar ardından genç kadın, elindeki görüntülerle birlikte polise giderek şikayetçi olurken doktor hakkında da soruşturma başlatıldı.
Suruç Kaymakamlığı’ndan yapılan açıklamada, “Suruç Devlet Hastanesinde görevli Uzman Tabip H.F.V. hakkında Hastane Hasta Hakları Birimi ve Suruç Cumhuriyet Başsavcılığına cinsel taciz iddiaları ile ilgili yapılan şikayet neticesinde Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından belirtilen personel hakkında adli işlem başlatılarak gözaltı kararı verilmiş, ayrıca Kaymakamlığımız tarafından görevden uzaklaştırılmış ve Valiliğimizden idari soruşturma başlatılması talep edilmiştir” denildi.
Gözaltına alınan doktor H.F.V tutuklanarak cezaevine gönderildi.
About Post Author
Ekonomi
B sınıfı ehliyet sahiplerine kötü haber
Milyonlarca araç sürücüsünü ilgilendiren yeni düzenlemelerin detayları belli oldu. Özellikle yaşlı sürücülerin trafikte oluşturduğu riskleri azaltmayı hedefleyen yeni kararlar, yol güvenliğini artırmak amacıyla hayata geçiriliyor. Ehliyet düzenlemelerinde yapılacak bu önemli değişiklikler, özellikle B sınıfı ehliyet sahiplerini etkileyecek.
Yeni düzenlemeler kapsamında, belirli bir yaşın üzerindeki sürücülerin araç kullanmalarını sınırlandırmak için sağlık kontrolleri ve sürüş yeterlilik testleri getiriliyor. Refleks, görme ve işitme yeteneklerinin yanı sıra genel sağlık durumunu değerlendiren bu testlerin, yaş sınırının 65 ile 70 yaş arasında olacağı tahmin ediliyor. Ancak, henüz net bir açıklama yapılmış değil.
Ticari taşımacılık yapan sürücüler için de yeni bir düzenleme söz konusu. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı, ticari kara yolu taşımacılığı yapan sürücüler için yaş sınırını 2024 yılı sonuna kadar uzattı. Daha önce belirlenen 66 yaş sınırı, geçici olarak 69’a çıkarılmıştı ve bu geçici düzenleme 2024 sonuna kadar geçerli olacak.
Alınan bu yeni kararlarla birlikte, trafik kazalarının azaltılması ve genel yol güvenliğinin artırılması amaçlanıyor. Ancak yaşlı sürücüler için getirilen bu düzenlemeler endişe yaratabilir. Uzmanlar, yaş sınırının aşamalı olarak uygulanması ve etkilenen sürücülere alternatif ulaşım çözümleri sunulmasını öneriyor.
About Post Author
-
Genel5 yıl ago
En etkileyici kız tavlama sözleri
-
4 yıl ago
Fetullah Gülen öldü mü?
-
5 yıl ago
Genelkurmay arşivinden Çanakkale
-
5 yıl ago
Bu köye kapısı olan asma köprüden giriliyor
-
Spor2 yıl ago
Galatasaray’ın yıldızı Torreira’nın, Devrim Özkan’a aşkını ilan ettiği paylaşım olay oldu
-
Magazin2 yıl ago
Konya’daki açılışında protesto edilen Selin Ciğerci’den ilk açıklama: Dik durmaya çalışıyorum
-
Politika2 yıl ago
Cumhurbaşkanı adaylık ücreti netleşti: Aday olabilmek için milyoner olmak gerekiyor
-
İstanbul Haberleri4 yıl ago
İstanbul’da Seyir Halinde Bir Araç Kontrolünü Kaybederek Reklam Panosuna Çarptı! Araç 2’ye Bölündü 1 Ölü!
You must be logged in to post a comment Login